17 Kasım 2009 Salı
Dünyanın En İyisi ''Manny Pacquiao''
Bu kendi küçük ama yüreği,cesareti ve boks yetenekleri büyük Filipinli Pacquiao önünde saygıyla bir kez daha eğiliyorum..Spor tarihinde bir çok ünlü ve büyük sporcu vardır fakat bence hiç biri Many Pacquiao kadar çok sevilmeyi hak edecek derecede bu sevimli adamla kıyaslanamaz.En son yaptığı Cotto maçına değineceğim ama hepsinden önce Manny’nin Filipinler’de ne kadar çok sevildiğinden bahsedelim.Ülkenin en önemli ismi Pacman.Devlet başkanları,sanatçılar falan hepsini toplasan yine de Pacquiao’nun popülaritesine yaklaşamıyorlar.Adeta Filipinler’de hayat duruyor Pacquiao’nun maçlarında.Yüzbinlerce insan televizyon başında halk kahramanlarının bir kez daha tarih yazması için dualarla ona yardımcı oluyorlar.Hatta o kadar meşhur ki Pacman halka açık yaptığı antremanları izdiham yüzünden yarım bırakmak zorunda bile kalabiliyor bazen.Kısacası Filipinler Manny Pacquiao ila yaşıyor ve onunla var oluyorlar.Bu efsane boksörün yenildiğini görmek sanırım Filipinler’de toplu intiharların falan yaşanmasına sebep olabilir.
Bir boksör düşünün rakiplerine inanılmaz derecede saygı duyan,kazandığı her maçdan önce ve sonra köşede duasını eden ve rakibini ringde öldüresiye hırpalasa da karşılaşma sonunda rakibine sarılıp övgüler düzen…Maçlarda rakiplerini adeta canından bezdiren bir baskı kuruyor Pacquiao ve resmen pes dedirtiyor, boks deyimiyle havlu attırıyor..O kadar hızlı elleri ve ayakları var ki rakipleri çaresizlik ne demektir Manny’nin karşısına çıktıklarında anlıyorlar..Dünyaya daha önce hızlı boksörler gelmedi mi elbette geldi ama hiç birisi bu hızının yanında çok sağlam bir karaktere sahip olmadı ve boks tekniği olarak da bu kadar çok isabetli yumruk atamadı.Normalde hızlı olan boksörün vücut koordinasyonunu ayarlayarak rakibe daha kontrollü boks yapan rakiplerine oranla daha az isabetli yumruk atmasını beklersiniz.Fakat Pacman hem inanılmaz süratli hem de o oranda isabetli yumruklara sahip.Daha da inanılmaz olan şey bu yumruklar bir veya iki tane arka arkaya atılan yumruklar da değil.Arka arkaya dörtlü beşli hatta altılı kombinasyonlar.Bunu sadece bir veya iki raundda da yapmıyor hemen hemen her raundda bu baskıyı rakibine hissettiriyor Pacquiao…Normal şartlarda bu kadar atak boks yapan bir sporcunun savunmada açıklar vermesi beklenir.Elbette bazen savunmada açıklar veriyor Pacman fakat bu kesinlikle karşılaşmayı kaybedecek oranda açıklar değil.O kadar haraketli ayaklara ve vücuda sahip ki Pacman açık verdiğinde vurmak istese bile rakibi yakalayamıyor.Rakip adına ne kadar sinir bozucu bir şey düşününsene adam size bir kamyon sopa atıyor siz yeter artık gel bi de ben vuracağım diyorsunuz ama her gittiğinizde hem yakalayamıyorsunuz hem de üstüne aldığınız yumruklar da cabası..Pacman’in rakipleri elbette bazen sağlam yumruklar denk getirip vuruyorlar fakat çenesi de son derece sağlam olan Manny bu yumruklardan çok fazla etkilenmiyor.En büyük özelliklerinden biri de rakip iyi bir yumruk attığında Pacman’in üstüne gidip iyice hırpalamak isterken Pacquiao bir adım geri çekilip sanki az önceki yumruğu alan kendisi değilmiş gibi fırtına hızında rakibine kombinasyonlarla dur demesidir.Ters gardlı bir boksör olan Pacquiao’nun en öldürücü silahı ise o meşhur yıldırım hızındaki sollarıdır.O kadar süratli ve dengeli çıkarabiliyor ki(sürat ve denge aynı anda bir araya getirenler her zaman sporda efsane olmuştur) o solları rakibe hiçbir zaman kalmıyor o soldan kaçmak için.
Geçen Cumartesi gecesi Cotto ile yaptığı mücadele de yine eski maçlarına benzer bir sonla bitti.Aslında Manny ile karşılaşan boksörler karizmayı çok ama çok fena çizdiriyorlar.Yani rakiplerini normal bir şekilde yenmiyor ki Pacman resmen dünya aleme rezil ediyor.Hatta öyle ki boksün efsane isimlerinden Oscar De La Hoya’yı öyle bir benzetti ki dünyaya geldiğine bin pişman etti Oscar’ı..Maç boyunca bir tane bile yumruk atamayan Oscar’a pes dedirtti ve Oscar köşesi daha fazla devam etmenin bir anlamı olmadığını düşündü ve maçdan çekildi.Hatta Oscar’ın o maç için antrenörlüğünü yapan Ignacio Beristain aynen şöyle demişti ‘’Hey Oscar daha fazla devam etmenin bir anlamı yok adam çok hızlı ve çok iyi çekiliyoruz tamam mı en doğrusu bu olur’’ İşte bu kadar domine ettiği bir maçdan sonra Oscar’ın yanına gidip ‘’Sen benim idolümsün her zaman’’ deme olgunluğunu ve büyüklüğünü de göstermişti Pacquiao…Gelelim en son yaptığı Cotto maçına.Doğal bir Welterweight boksörü olan Cotto bu zamana kadar Pacman’in karşılaştığı en kalın ve fizik olarak en güçlü rakibiydi.Bir çok kimse Cotto’nun kazanacağını ve gücü ve boks altyapısı çok sağlam olan Cotto’nun bir sürprize imza atacağını düşünüyordu.Aslında karşılaşmaya da çok kontrollü ve savunmada dikkatli başladı Cotto.İlk iki raund istediğini yapan boksördü diyebilirim.Fakat Pacman o kadar fazla baskı kurmaya başladı ki artık Cotto dayanamadı ve yeter artık canıma tak etti diyerek korakor mücadeleye girmek istedi.Tabi ki bu şekilde korakor mücadelede hiç şansı yoktu Cotto’nun ve öyle de oldu 2 defa yere düştü ve maç boyunca bir çok defalarda yere düşmekten son anda kaçarak kurtuldu.8.raunddan sonra bir de baktık ki Cotto sürekli ringde kaçıyor.Resmen tavşan kaç tazı tut misali köşe bucak kaçabildiği kadar kaçıyordu.Pacquiao ise bıkmadan usanmadan sürekli Cotto’yu takip ediyor ve her yakaladığında arka arkaya cezalandırıyordu.Maçı izlerken Cotto’nun bu kadar çaresizliğinden de olsa kaçmasına hakemin dur demesi gerektiğini düşünürken hakem Kenny Bayless 12.raundda artık yeter dedi ve karşılaşmayı durdurdu.Hatta birkaç raund önce ve son raundda da Pacquiao kovalamayı bırakıp olduğu yerde durup resmen bu nedir böyle kaçma der gibi Cotto’ya bakmıştı.
Manny Pacquiao’nun hayran olunacak onlarca tarafı var elbette ama benim en çok sevdiğim yönü maçlara çıkarken ki hareketleri ve vücut dili…Etrafa gülücükler saçarak ilerliyor herkesi selamlıyor hatta el çakışıyor…Ne kadar bir kendine güven ve rahatlıktır bu.Hele hele boks gibi bir sporda..Pacquiao o kadar çok seviliyor ki sadece Filipinliler değil salona gelen hemen herkes Pacman’i destekliyor.Hani daha önceki yazılarımdan birinde Tyson’ı diğer boksörlerden ayıran bir sihiri vardı demiştim.İşte o sihirin bir benzeri de Pacquiao’da var.İzleyenleri resmen büyülüyor ve kendisine hayran bırakıyor taraflı tarafsız herkesi…Şimdi herkes Pacquiao-Mayweather maçını bekliyor.Bu maç eninde sonunda olacak.Boks tarihinin tartışmasız en büyük 5 maçından biri olacağını söyleyebilirim.Ortada dönecek paralar,reytingler,sponsorlar falan düşünmek bile istemiyorum.Şimdi olası bir Pacquiao-Mayweather maçını burda değerlendirmeyelim başlı başına bir yazı konusu..Hele bir açıklansın bu maç o zaman zaten uzun uzun konuşuruz bu çok büyük karşılaşma üzerine..Şu anda ortada bir anlaşma olmamasına rağmen bahis şirketleri oranlar belirlemeye başladılar bile..Pacquiao’nun kazanmasına 1.60 ile 1.75 arasında bir oran verilirken Mayweather’ın kazanmasına ise 2.20 ile 2.35 arasında oranlar verilmiş.Elbette bu oranlar değişebilir maç zamanına kadar.Fakat benim gözümde de Pacquiao bir adım önde Mayweather karşısında.Mayweather’ın o müthiş savunması ve boks tekniğini Pacquiao’nun inanılmaz hücumunun bozacağına inanıyorum.Yani sürekli kontrollü maçlar çıkaran Floyd Mayweather bu sefer Pacquiao karşısında korakor döğüşe girmek zorunda kalacak.Daha doğrusu buna Pacquiao zorlayacak Mayweather’ı…Bu maçı izlemeden ölmek istemiyorum.Bir an önce anlaşmalar imzalansın ve 2010’da bu maçı dünya gözüyle izlemek nasip olsun biz boksseverlere…
10 Kasım 2009 Salı
Ne Sayı Ama...
Masa Tenisi'nden son günlerin popüler deyimiyle 10 numara bir sayı...Burda benim dikkat çekmek istediğim nokta efsanevi İsveçli tenisci Jan Owe Waldner'in önce savunmada rakibini durdurup daha sonra da en uygun zamanda atağa kalkarak sayıyı alması..Günümüzde hemen her sporda en çok aranan ve değer gören sporcular oyunun iki tarafını da yanı savunma ve hücumu aynı derecede başarılı yapabilen kişilerdir.İşte Waldner masa tenisinde bu tanıma en çok uyan sporcudur.
Persson vurdukca vuruyor ve bir yerde artık Waldner'in hata yapacağını düşünüyor.Çünkü masaya uzak olan ve zor pozisyonda olan kişi Waldner..İşte hani derler sporcu her an her şeye hazırlıklı olmalıdır diye burda Persson Walldner'den bir atak beklemiyor ve gafil avlanıyor..Bu İsveçli kelimenin tam anlamıyla kurt...