Los Angles Lakers vs San Antonio Spurs…Bu iki takım NBA’de son 10 yıla damgalarını vurdular.Bu iki takım söz konusu olunca aklıma onlarca unutulmaz anlar ve hatıralar gelmekte..Hatıralara geçmeden önce isterseniz bu 2 takım neden son 10 yıla damgalarını vurmuşlar ve neden NBA’in ağırsıklet mücadeleleri bu 2 takım arasında yaşanmıştır onlara bir göz atalım..
99-09 arasındaki sezonlarda iki takım da toplam 4 er şampiyonluk kazandılar.Sadece Detroit-Miami ve Boston bu 2 takımın haricinde şampiyon olmayı başarabilen doğu takımları olmuşlardır.Hani futbolda hep kullanılan bir tabir vardır ‘’Erken Final’’..İşte Spurs-Lakers eşleşmeleri son 10 yıldır hep NBA’in erken finali olmuştur..Takım olarak kazandıkları başarıların yanında kadrolarındaki bireysel oyuncuların kazandıkları ödüllere baktığımızda da son 10 yıla damgasını vuran isimler görüyoruz..Kobe,Duncan,Shaq,Robinson,Ginobili,Parker vsvs..Çok da fazla istatistiki bilgi verip kafa bulandırmak istemiyorum ama söz konusu bu iki takım olunca benim kendi adıma yaşanmışlıklarım oldukça fazla ve bunları sizlerle paylaşmak istiyorum..
Lokavt yüzünden kısaltılmış olarak oynanan 98-99 sezonu..Bir sene önce herkesin beklediği Bulls-Lakers finali Utah Jazz’a takılmış ve Lakers’ı süpürmüştü..Majestelerinin basketbola veda etmesinin ardından bazı takımlar yeni kral benim demek istiyorlardı..Batı yarıfinallerinde Lakers-Spurs eşleşmesi olduğunda o dönemde hemen herkesin favorisi Lakers’dı..Fakat Spurs o inanılmaz savunması,ikinci yılını yaşayan Duncan’ın önlenemez oyunu ve Lakers’ın o dönemki kırılgan yapısı Spurs’ün Lakers’ı 4-0 ile süpürmesine ve ordan da şampiyonluğa kadar uzanmasına neden olmuştu..O dönemlerde Michael Jordan’ın basketbolu bırakmasından sonra ve belki de Lokavt yüzünden 99 sezonuna pek fazla ısınamamıştım.. Zaten NBA maçları o dönemde haftada bir ya veriliyordu yada bantdan kesik yayınlarla ağzımıza bir parmak bal çalıyorlardı..O zamanlar ve daha öncesinde ne kadar da değerliydi bir tane NBA maçı veya 1 tane NBA Action…Sadece final serisinin tümünü canlı yayınlıyordu Kanal D…Halbu ki o dönemde meşhur yıldızlara ‘’Watch the NBA on channel D ‘’ dedirterek reklamlar bile yaptırılmıştı..Ender Bilgin’in anlatımıyla 99 sezonunun finallerini izleyebilmiştik ve Avery Johnson’ın MSG’deki kritik basketi Spurs’e NBA’deki ilk şampiyonluğunu kazandırmıştı..O maçda cok iyi bir oyun çıkaran Spreewell son topu kendisini çok zor bir pozisyona sokarak kaçırmış ve böylelikle Duncan finallerin MVP’sİ Spurs’de Şampiyon olmuştu..Ağırsıklet mücadelesinin ilk raundunu Lakers karşısında Spurs hem de şampiyonlukla taçlandırarak kazanmıştı…
2000 yılında Duncan’ın sakatlığı sebebiyle Phoenix’e ilk turda elenen Spurs meydanı Lakers’a bırakmıştı resmen..Lakers da bu davetiyeyi boş cevirmemiş ve şampiyonluğu kucaklamıştı…2000-2001 sezonu ise bir Spurs taraftarı olarak benim takımımı bu kadar aşşağılanmış ve küçük düşürülmüş olarak gördüğüm ilk ve tek seriydi..Saha avantajına sahip olmasına rağmen aslında yakın giden ilk 2 maçı Kobe’nin üstün performansıyla Lakers kazanmıştı..O seride Duncan-Robinson ikilisinin Shaq’ın arkasında değişmeli olarak durması ve ikili sıkıştırmalar yapmaları Shaq’ı belki 1 adım geriye çekmişti o seride ama bu seferde doğan boşlukları Kobe doldurmuştu..Staples Center’daki 4.maç ise benim utançdan maçın sonu gelsin diye yalvararak izlediğim bir maçdı..En sevmediğim oyunculardan(saygı duyarım oyununa o başka) Derek Fisher ardı ardına 3 lükleri Spurs potasına yolluyordu.Brian Shaw,Rick Fox,Robert Horry de cabası…Çok ama çok acı bir süpürülüş hikayesiydi benim adıma..Fakat o sezonki performansıyla Lakers tüm NBA tarihinin en iyi Play-Off galibiyet oranını 15-1 ile yakalayarak şampiyon olmuştu..Ünvan mücadelesinde 1-1 eşitlik vardı artık…
2001-2002 sezonunda ise bu 2 takımın yolları yeniden batı yarıfinallerinde kesişmişti..Bu sefer saha avantajına sahip olan Lakers ilk maçı kazanmış fakat 2.maçı kazanan Spurs bu sefer işin geçen seneki gibi kolay olmayacağı mesajını vermişti..O dönemde hem televizyon yayını da yoktu hem de üniversitede yurtda kaldığım için maçların sonucunu ertesi gün internetden öğrenebiliyordum..Her gün maçların ertesi sabahı gittiğim internetkafeden birbirinin kopyası 2 Spurs mağlubiyeti okumanın verdiği üzüntüyle yıkılmıştım..2 maçda da karşılaşmanın son periyoduna hatta son 4 dakikalarına 8-10 sayı arası önde giren Spurs kendisine ve stiline hiç yakışmayacak şekilde arka arkaya 2 maçı da buralardan kaybetmişti…Lakers’ın evindeki 5.maçda ise yine çok yakın giden maçı kazanan Lakers Spurs’u 4-1 ile geçmeyi başarmış ve erken final denilebilecek ilk eşleşmeden galip ayrılmıştı.O sezonki 2.erken final malum Lakers-Kings arasında oynanmıştı…
2002-2003 sezonunda ise yine batı yarıfinallerinde eşleşmişti bizimkiler..İki takımda kendi evlerindeki 2 maçı rahat denebilecek şekilde kazanmıştı..Gerçi Lakers biraz daha zorlanmıştı kendi evindeki maçlarda fakat yine de durum 2-2 ye gelmişti…En kritik maçda ise SBC Center’da oynanan maçda Spurs farkı 20 lere kadar çıkarmıştı fakat bir sene önceki gibi yine Kobe ve Lakers geri gelmeyi başarmış ve iş son topa kadar kalmıştı..Robert Horry eline gelen son topu potaya atarken tereddüt etmemişti ve top inanılmaz bir şekilde potanın içinde çalkalayarak dışarı çıkmıştı..Bugun bile arşivimden o maçı izlerken halen içim cızzz eder o topun çemberde çalkaladığını gördüğümde…Neyse ki o top girmemiş ve Spurs 3-2 öne geçerek Staples Center’a son 3 yılın arka arkaya şampiyonunu elemek için gitmeyi başarmıştı..O maçı izlemek için çok çabalar sarfetmiştim ama ne yazık ki karşılaşmayı yayınlamayan televizyonlarımız sayesinde izleyememiştim..Sabahın 6 sında arkadaşımdan gelen mesaj sesiyle uyanmıştım ve evet Lakers’ı eledikkkk yazıyordu..Deplasmanda adeta bundan önceki kaybedilen 2 serinin acısını çıkarırcasına eze eze yenmişti Spurs Lakers’ı…O seride Duncan’ın 2 takım oyuncuları arasında da asisstde lider olduğunu belirtmeliyim..Lakers’da herkes saha kenarında göz yaşlarına boğulmuşlardı.Aman Allah’ım bu ne kadar inanılmaz bir zevkdi..Fisher’ı Kobe’yi ağlarken görmek hem de Spurs’un eze eze yendiği ve elediği bir maçdan sonra…O maçın arkasından Kobe aynen şöyle demişti ‘’Bugun yenildik ve elendik.Şimdi bahane bulmaya çalışsam binlerce bahane sayarım sizlere.Fakat bunu yapmayacağım..Gelecek sene daha çok çalışıp ünvanımızı geri almaya çalışacağız.’’
Geldik o meşhur sezona…2003-2004 sezonunda 2 takım bir kez daha batı yarıfinallerinde yine bir erken final mücadelesi yapıyorlardı..Bir önceki sene olduğu gibi 2 takım da kendi evlerindeki maçları rahat kazanmış ve bir kez daha en kritik maç SBC Center’daki 5.maç olmuştu..O dönemde serinin ilk 4 maçını NTV’den izleyebilmiştik fakat ne hikmetse en kritik maçı yine yayınlamıyordu NTV ve ben bu sefer televizyonun teletext sayfasından bu maçın sadece skorlarını canlı takip ediyordum..Sayfa her yenilendiğinde gecenin 4 ünde canım daha da bir sıkılıyordu..Çünkü Lakers farkı 22 lere kadar çıkarmıştı..Bu fark 3.çeyreğin ortalarına kadar da bu civarlarda gezindi durdu..O kadar cok üzülmüştüm ki yatıp uyumaya karar vermiştim vermesine ama uyuyamıyordum.Televizyonu tekrar açtım ve o da nesi Spurs farkı eritmişti ama halen 4 sayı gerideydi..Saatime bakıyorum maçın son anlarının oynandığını tahmin ediyor ve dua üstüne dua ediyordum maçı Spurs’ün kazanması için..Teletext sayfası bir kez daha yenilenmişti ve 1 sayı ile Spurs önde görünüyordu..Adeta yalvarıyordum haydi bitti yaz diye ama bir türlü maç sonucu yazmıyordu.Sürekli 4 p yazısı duruyordu skorun yanında…Tam yarım saat bu şekilde sayfa yenilenmeden kaldı..Sonra ne mi oldu o lanet olası sayfa yenilendi ve yenilenmesiyle beraber o benim beklediğim maç sonucu yazısı yazıyordu ekranda.Fakat bu sefer bir sayı farkla Lakers’ın maçı kazandığını gösteriyordu..O gece hiç uyumadan sabah olmasını bekledim ki İnternetkafe’ler açıldığında gidip o geçmek bilmeyen son anlarda neler olduğunu öğrenebileyim..Bir umut halen teletext sayfası açık duruyordu belki skoru düzeltirler ve maçı Spurs’un kazandığını yazarlar diye bekledim sabah 9 a kadar…Ama sayfa değişmemişti…Dağılmıştım resmen..İnteretkafeye gidip o dönemde bazı yazılarımın da yayınlandığı basketbolseverler.com’u açtığımda bir de ne göreyim 0.4 saniye ve o nefret ettiğim adam olan Fisher topu potaya düzgün bir şekilde sallıyor…Hissettiğim hınç,nefret,üzüntü anlatılamaz boyuttaydı..Bir sene önceki zafer duyguları yerini belki de daha derin bir hüzüne bırakmıştı…Bir önceki seneden farkı neydi Spurs’un derseniz ben size Hidayet Türkoğlu’nun rezil şut performansı Spurs’e Lakers serisini kaybettirdi derim.2003 deki Stephan Jackson’ın üstün performansı ceza sutlarındaki başarısının yarısını bile gösterememişti Hidayet…Bir sonraki maç Staples Center’da Lakers’ın üstünlüğüyle sona ermiş ve Spurs 4-2 ile elenmişti hem de çok dramatik bir şekilde..Gerçi o sezon finalde Detroit’in Lakers’ı ezmesi bir nebze olsun yarama merhem olmuştu ama başkasının şeyiyle şey yapmak gibi olduğundan beni kesmemişti…
Yazımızın resminde de gördüğümüz pozisyonda aslında Spurs bir hata yapmış ve topu oyuna sokan Payton’i boş bırakmıştı.Bu taktiği denemelerindeki amaç son topu kullanacaklarını düşündükleri Kobe’yi 2 kişi ile savunmaktı..Fakat kalan süre 0.4 saniyeydi ve o sürede kim olursa olsun yapacağı tek şey topu potaya savurmak olacaktı..Oysaki topu oyuna sokan oyuncunun önüne çizgide bir Spurs’lü dursaydı o pası o kadar net görüp rahat bir şekilde Fisher’a ulaştıramazdı ve belki de şampiyonluğa Spurs uzanırdı..Aslında beklenmedik anda beklenmedik şekilde fırlamıştı Fisher bunu son anda farkeden Ginobili son bir gayretle bu inanılmaz şutu engellemeye çalışmış ama başaramamıştı..Şanslı bir şut diyemeyeceğim çünkü bu fırsatı verirsen o seviyedeki oyuncular böyle mucizelere imza atarlar..Bir benzeri şekilde zor bir şutu önceki hücumda da Duncan baskete çevirmişti..Arka arkaya 2 inanılmaz son saniye şutuyla el değiştiren bir başka bu kadar önemli bir maç ben hatırlamıyorum..
Daha sonraki sezonlarda Shaq’ın Lakers’dan Kobe’nin kaprisleri ve ayak oyunları sayesinde ayrılmasıyla Lakers bu rekabetde çok gerilerde kaldı..2005-06-07 yıllarında Spurs 2 sampiyonluk daha kazanırken Lakers bu sezonlardan birinde Play-Off’a bile kalamazken diğerlerinde Phoenix’e ilk turda elenmişti..Zaten son 10 yılın en iyi takımı oylamasında Lakers’ı geride bırakan Spurs Lakers’ın bu durgun dönemi sayesinde bu ünvanı kazanmıştır..2008 Play-Off’larında bu sefer batı finalinde eşleşen bu iki takımın mücadelesini Ginobili’nin sakatlığı belirlemişti..Tartışmalı bir hakem kararı ile(bence yanlış olan bir hakem kararıyla) kritik 4.maçı kaybeden Spurs Ginobili’nin bileğindeki sakatlık nedeniyle bu seride elenmekten kurtulamamıştı..Aslında geçen sezonun ardından kadroyu yenilemek ve dinamizm katmak adına bu sene transfer sezonunda iyi hamleler yapan Spurs yeniden kendine gelecektir diye düşünüyorum..Yani yine NBA’in ağırsıklet unvan maçını bu sene batı finallerinde görebiliriz…
10 yorum:
O fisherin basketiyle pizza kazanmıştım:)Lakers nba in bence fenerbahcesi:) ama sas daha fazla saygı duyulacak takım,sas ın şuan ki durumu hakkında ne düşünüyosun,ne zaman toparlanışa gecer sence?
REDVİDİGAL...
San Antonio genellikle All-Star arasından önce ve onun devamında Mart ayında çıkışa geçmiştir her zaman..Bu sene başlangıç olarak belki biraz sorunlu görünsede(özellikle savunmadaki eski direnç yok) yeni oyuncuların sistemi anlaması ve daha da oturması ile bu sorunlar aşılacak diye düşünüyorum..Gerçi Spurs ve Lakers gibi takımlar için normal sezonda aldıkları galibiyetlerden çok Play-Off performansları daha önemlidir ve asıl ağırlıklarını Play-Off'da koyarlar..Mc Dyess'ı biraz daha etkili kullanabilirse Spurs o zaman bazı sorunlar daha kolay aşılacaktır..Zaman bizlere gösterecektir ilerleyen aylarda San Antonio'nun formunun nasıl yükseldiğini...
Spurs eyvallah son 10 senede en iyi 2 takımdan biri ama devri bitecek. Geçen sene Mavse ezildiniz resmen Ufuk Abi,üstelik Dirk sadece 21.5 ortalamayla oynamıştı,Spursun kadrosu çok yaşlı ve olası bir Mavs eşleşmesinde Kaptan Dirk ve arkadaşlarını geçebileceğinizi sanmıyorum. Aynı şekilde Denverde çok genç ve bitirici özelliklere sahip bir takım,daha da tecrübelendiler ve Spurs 4-0 bile süpürebilirler
Bu arada ben Alp Ufuk Abi,nickimde efsane bir oyuncunun bir filminden efsane bir karakter. Hatırlarsın belki :)
Alp Terry Malloy yabancı gelmedi bana izlediğim bir filmdeki bir boksör karakteriydi sanırım ama tam olarak ayrıntılı hatırlayamadım yaşlılık:))
Bir kadronun yaşlı olmasının getirdiği dezavantajlar kadar özellikle de Play-Off'da getirdiği avantajlar da vardır..Her zaman iki denk gücün mcadelesinde tecrübeli olan taraf kazanmıştır.İşin kurtluklarını,inceliklerini belki biraz argo ama puştluklarını tecrübeli oyuncular çok iyi bilirler..Hele hele bu takım Spurs gibi çalışkan ve ahlaklı oyuncular ve sistemin oluşturduğu oyunculardan meydana geliyorsa..
Zaman hiç kimseye tolerans tanımıyor malesef..Jordan da yaşlandı,Kareem de yaşlandı ve hatta Muhammed Ali bile yaşlandı..Bir tek akbaba Don King yaşlanmıyor orasını anlayamıyorum:)) Yani bu acımasız zaman herkesi bir süre sonra alaşşağı ediyor.Zaten tüm kariyeri boyunca zirvede olmak çok ama çok nadir efsanelerin başardığı şeylerdir..Hep zirvede kalan takım ise yoktur..Elbette Spurs 2003-04-05 deki direnci ve gençliğinde değil.Daha da kötüsü yaşlılığın yanında Ginobili ve Duncan'ın sakatlık sorunları da var..Fakat böyle oyuncular her zaman tarih yazmak için varolmuşlardır..Spurs Blair,Richard Jefferson,pek oynamasa da Haislip ve geçen sene parlayan Roger Mason ile o senin dediğin gençlik ve dinamizmi belli bir seviyede de olsa kazandı..Bunun etkilerini şimdi değil de daha önce de dediğim gibi Play-Off öncesi ve Play-Off'larda görürüz diye düşünüyorum...
Unutulmaması gereken bir nokta da şu..NBA'de su anda hiç bir takım Spurs'ü 4-0 ile süpüremez..Bundan Vitali'nin maçlarından emin olduğum kadar eminim:)) O sistem,düzen,savunma,tecrübe,Gino,Duncan,Parker,Jefferson vsvs ceketlerini assalar en kötü 2 maç kazanırlar bunu buraya yazıyorum kalın harflerle...
Rıhtımlar Üzerinde adlı filmden Marlon Brandonun oynadığı boksör eskisi bir karakterdi :) Valla T-Parker bu sene kötü diye biliyorum ki son senelerde Duncan dan bile daha domine edebiliyordu yeri geldiğinde oyunu,Timothy yine elinden geleni yapacaktır ama NBA Finali zor. Siz en iyisi konf. yarı finalinde Lakersı eleyin,Dallas da rahatça finale çıksın :) Bulls,Lakers,Celtics,Jazz ve Spurs yarattıkları kadrolarla efsane olan takımların başında gelir diye düşünüyorum
Bir Lakers taraftarı olarak Spurs'e büyük saygı duyduğumu en baştan söylesem yeridir. Spurs denilince her zaman o muhteşem kas yapısıyla ve elbette gelmiş geçmiş en büyük pivotlardan olan David Robinson aklıma gelir. Robinson Spurs'e olan hayranlığımın başlangıcıdır. Bugün Spurs'u Spurs yapan etkenlerin başındaki isim bana göre David Robinson'dır. Keşke ikiz kuleler devrinde Robinson en iyi zamanlarından örnekler sunabilseydi.
Lakers benim Nba denilince tuttuğum ve aşık olduğum 1. takım. Dile kolay ne büyük yıldızlar oynadı Lakers'ta. Özellikle kafa yapısı farklı olan! James Worthy asla unutamadığım bir isim. Birde Magic Johnson'ın Jabbar'ın yerine pivot olarak çıktığı bir maç vardıki asla unutulmaz. ,
Lakers vs Spurs eşleşmesinde benim için en büyük hayal kırıklığı her zaman için büyük dörtlü olarak görülen O'neal, Bryant, Malone ve Payton'ın verimsizliğiydi. Gerçi o seride Karl Malone sakatlanmış Payton ise artık performans olarak düşüşe geçmeye başlamıştı ( Ah Payton ah ne vardıda Supersonics'ten ayrıldın manyak adam )
Özellikle o seride Spurs büyük işler başardı. Velhasıl esas ağırmaç her zaman için Lakers vs Spurs değil Lakers vs Celtics olmuştur. Gerçi 1990'lar ve 2000'lerde bu rekabeti sadece 1 defa yaşasakta tüm zamanların en büyük karşılaşmaları Lakers vs Celtics olmuştur.
Sevgili Özgünhan David Robinson en iyi dönemini 94-95 sezonunda yaşamıştı ve o yıl normal sezonun MVP'si seçilmişti..Gerçi batı fibalinde benim en favori pivotum olan Hakeem Olajuwon kelimenin tam anlamıyla amiral Robinson'ı denize dökmüştü..Daha sonra da finalde genç Orlandolular ve Shaq'ı tepeleyip şampiyonluğa ulaşmışlardı..Duncan öylesine bir oyuncu olarak NBA'e giriş yaptı ki Robinson hem kariyerinin artık düşüş bölümünde olması hem de Duncan'ın mükemmel bir oyuncu olması dolayısıyla ikiz kulelerden daha az etkili olanı ve daha az rol alanı olmuştur..
Magic Johnson'ın Kareem'in yerine pivot olarak başladığı maç 80 yılı finallerinde Philadelphia karşısındaki 6.maçdı..Tarihe geçmiştir elbette..Bir çaylak olmasına rağmen finallerin en değerli oyuncusu seçilmiştir o gün Magic Johnson..Los Angles'daki 5.maçda Kareem sakatlandıktan sonra uçakda Philadelphia'ya uçarlarken Magic aynen şöyle diyor uçakdaki arkadaşlarına hem de bir çaylak oyuncu olarak ''Hey arkadaşlar ne bu haliniz korkmayın Kareem yoksa Magic var ben varım korkmayın''..Bu sözlerinden sonra Lakers'lı diğer oyuncular Magic'e küçümseyici ve alaycı gözlerle bakmışlar.Fakat Magic söylemiş olduğu sözün hakkını vererk takımını şampiyonluğa taşımıştı..
Büyük dörtlü diye nitelendirdiğin sezon işte o resimdeki Fisher'ın 0.4 saniye kala attığı basketle Spurs'ü eledikleri sezon..Belki Spurs'ü o sezon elemişlerdi ama kesinlikle beklenen verimi verememişlerdi..Bunun sebebi ise bugunun olgun ve 1 numaralı oyuncusu olan Kobe'nin o yıllarda saçma sapan davranışları ve sözleri hatta ayak kaydırma oyunlarıydı..Takımın kendine ait olmasını istiyordu ve bu uğurda Karl Malone'a iftira atmakdan bile geri kalmamıştı.Malone'un kendi karısına göz koyduğunu vsvs söylenmeyecek sözlerle saldırmıştı..Shaq ile aralarındaki husumeti zaten bilmeyen yoktur..Detroit ile oynanan final serisinde resmen takımı baltalamıştır Kobe..Hemen hemen hiç bir topu içeri Shaq'a indirmemiş ve Lakers'ın elenmeside en önemli sebeb olmuştu Kobe Bryant..Kobe istediklerini de elde etti aslında herkesi takımdan postaladı ve kendisinin bir numarası olduğu takımın dümenine geçti..Fakat düşününsene Kobe o kaprisleri yapmasaydı ve Shaq ile oynamaya devam etselerdi..Bugun belki de su anda kariyerinin bulunduğu noktadan çok daha ilerisinde olurdu..
Lakers-Celtics rekabeti elbette hepsinin ötesinde yaşanmıştır NBA tarihinde..Laf aramızda bu sene yine bir final mücadelesinde bulabiliriz bu 2 takımı...
Cagdaş bey yazılarınızı bekliyoruz:)sizden ricamız biraz daha sık yazmanız:)
Reporting of factual information in a free and fair
manner is the very essence of this profession. I suffered a lot
of bullying and some sexual abuse and it compounded my identity
problem. Hamas itself would believe it can take over the entire movement,
making it more violent against Israel and aggressive toward other Palestinians", says Barry Rubin in a commentary on UPI. Kanchan Kumar Vaidya writes about Newspapers , Hindi Samachar , Online Hindi news. But I felt I had something interesting, if not unique, to say about the Mafia because as a boy I had listened not only to Mafiosi in my stepfather's kitchen but to first and second generation Sicilians who understood how and why the Mafia had gotten a foothold in this country.
Feel free to visit my web-site: click here
Yorum Gönder