Birinciysen birincisindir , ikinciysen hiçbir şey...

23 Ekim 2010 Cumartesi

Efes Pilsen-U.Olimpija ( Kasun-Kasun-Kasun )


       Gecen Çarşamba akşamı Efes Pilsen-Olimpija maçını izlerken aklıma 98 yılındaki 2 uzatmada kazandığımız Cibona karşılaşması geldi..O karşılaşma da inanılmaz bir heyecana sahne olmuştu fakat o sefer kazanan Efes Pilsen olmuştu..Hatta karşılaşmanın ikinci uzatmasında faul problemi sebebiyle neredeyse benchde oyuncu bile kalmamıştı..Fakat Naumoski yine sazı eline almış ve karşılaşmayı kazandırmıştı..Şimdi Olimpija maçına bakıyorum Efes Pilsen karşılaşmanın sonlarında tek uzun oynamak zorunda o uzun da devşirme siyahi oyuncumuz Ersin Dağlı..

       Takım mühendisliği denilen şeyi Efes Pilsen malesef 2 yıldır yapamıyor..Geçen sene Ergin Ataman'ı en çok eleştirdiğim nokta buydu..Basketbolda evet yıldızlar önemlidir fakat doğru sistem-doğru koç ve doğru parçalardan oluşan birbirini tamamlayan oyuncularla çok önemli yerlere gelebilirsiniz..Bundan 10-15 sene önce Efes Pilsen bugunkü kadar bütce ayırmıyordu fakat doğru parçalarla her zaman istikrarlı bir şekilde Avrupa'nın her daim tepelerinde dolanıyordu..Şimdi bütce var bu seferde doğru parçalar alınamıyor veya elimizdeki doğru parçalar kaybediliyor..Lafı Mario Kasun'a getirmek istiyorum anladığınız gibi..Şu anki Efes Pilsen kadrosunda bırakın tam bir 5 numarayı dörtbuçuktan 5 oynayan bir uzun dahi yok..Hem boy olarak yok hem de pivot özelliklerine sahip oyuncu olarak yok..Sayıyla 0 yazıyla ''sıfır ''..O zaman sormak lazım Mario Kasun neden gönderildi?? Gönderilmemesi için maddeleri sıralayayım bakalım kaç madde çıkacak

1-Bir yabancıda olmasını beklediğiniz en önemli özellik ''Kendini takımına ve formasına '' adamışlık yani bir yabancı gibi değil de sahaya çıktığı zaman her şeyini veren bir Türk oyuncu gibi oynaması ( her ne kadar basketbol IQ su düşük olsa ve bu sebepten saçma sapan fauller alsa bile )

2-Efes Pilsen'in şu anki durumu itibariyle fizik olarak ve oyunculuk özellikleri bakımından Efes'in aradığı adam..Şu anda Efes Pilsen Avrupa'da 5 numara arıyor ve 33 yaşındaki Vujcic alınacakmış sanırım..El insaf Kasun'u bırakıp Vujcic'i alırsanız gülerim ben buna..Pota altını dolduran,sert,blokcu ve eğer oyundan soğutmaz ve top indirirsen de özellikle potaya yakın yerlerde bitirici bir oyuncuydu Kasun..

3-Radullica iyileşsse bile bir tane daha 5 numaraya ihtiyaç olduğu açıkken takımı,ortamı ve şehri tanıyan uyum sıkıntısı çekmeyecek bir 5 numaraydı Kasun..

4-Geçen sene yukarda bahsettiğim basketbol zekasının zayıflığından olsa gerek biraz da Ergin Ataman tarafından her zaman çocuk gibi azarlanan fakat bir kez olsun sesini çıkarmayan ve bu açıdan da yaptığı işe,hocasına saygılı adamdı Kasun..Rakocevic'in nasıl horozlandığını geçen seneki Maccabi deplasmanında hatırlıyoruz..Koç faktörünü de göz önünde bulundurursak Hırvat koç Perasoviç ile yine bir Hırvat olan Kasun'un çok iyi anlaşabileceğini ve veriminin daha da artacağını düşünüyordum..

5-Bu madde belki çok fazla kimsenin dikkatini çekmeyen ama benim için çok önemli olan bir maddedir..2009'daki Fenerbahçe Ülker serisinde takım moralmen ve mücadele bakımından yerlerde sürünmeye başladığı sıralarda sahaya karakter koyan,rakiple gerektiğinde kavga eden ve takım arkadaşlarını gayrete getiren oyuncuydu Kasun..0-2 geriden gelinip o serinin 4-2 kazanılmasında saha içinde Bootsy çok önemli işler yapmıştı fakat Kasun'un hele hele Fenerbahçe Ülker'in o çirkef bazı oyuncularına karşı meydan okumasını ben unutamam..Ömer Aşık,Widmar,Semih,Oğuz Savaş bu 4 pivota karşı bir tek Kasun..Gerçi Ergin hoca ilk 2 maçta gereken süreyi vermediği halde bu bahsettiğim etkiyi yaratmıştı takımda Kasun..

       Maddeler biraz daha zorlasam daha da uzar gider fakat çok da abartmaya gerek yok.:)) Şimdi Avrupa'da bana Kasun'dan daha iyi 5 numara özellikleri olan ve Kasun'dan daha kariyerli ve tecrübeli 5 tane Pivot sayabilir misiniz?? Ben sayamıyorum..Peki o zaman neden gönderildi Kasun..Öyle aman aman ödenmeyecek bir sözleşme istemediğini de biliyoruz..Sorup araştırmak lazım..Uzun oyuncu özellikle has 5 numaralar yok artık elinde olanın da kıymetini bilemezsen işte Olimpija maçında son 5 dakikayı Ersin Dağlı ile oynarsın..

       Şimdi gelelim maça...Bir defa şunu baştan söyleyelim..Özellikle Euroleague'de rakip çamurdan da olsa deplasmanda maç kazanmak çok zor..Belli bir taraftar desteğini arkasına alan ve iyi yaptığı şeyleri çok fazla zorlayan aynı zamanda atmosferin ve kendi evinde oynamanın verdiği özgüvenle oynayan takımları yenmek hiç de kolay değil..Fakat her ne olursa olsun Efes Pilsen'in bu karşılaşmayı kazanması gerekirdi..Gerçekten de rakip çamurdan oluşuyordu en önemli adamı 37'lik Jagodnik :)) Pinkney denilen sokak basketbolcusundan o kadar sayı yemek de hani insanı dellendirmiyor değil :)) Karşılaşma 2 defa Efes Pilsen'in avuçlarının içine geldi yani al ve git o kadar..Fakat sanırım geçen seneden Efes Pilsen'e bulaşan maç sonu oynayamama alışkanlığı bu senenin ilk maçına da yansıdı..Umarım bu sadece bir maçlık bir tesadüftür..Bir takım top kaybı yapar fakat Efes Pilsen bu maçta öyle top kayıpları yaptı ki arkada hep gafil avlandı..Yani maçın sonları ve uzatmalarda bu top kayıplarından bomboş yanılmıyorsam 4 veya 5 tane turnike yedik..Hiç olacak iş değil hele hele karşılaşmanın artık el yaktığı anlarda hiç mi hiç olmaz..İlk uzatmada Efes Pilsen 2 sayı önde ve 30 saniye falan var top Efes'de..Doğal olarak topu son 5 saniye kalaya kadar çevirip öyle kullanmak istiyor takım..Buraya kadar her şey tamam ama en önemli şey burada evet süreyi bitirmekden çok topu çembere yollamaktır bırakın girmesin ama topu çembere bir şekilde gönder..Ribaund mücadelesi olsun,rakip topu uygun ve rahat pozisyonda alamasın ve istediği hücuma çıkamasın bu arada saniyeler de erisin sen e maçı al ve git bu kadar basit..Efes Pilsen bu hücumda topu çevirdi çevirdi ve Kerem Gönlüm'e geldi top.. Son 5 saniye falan tam istenilen şey olmuş..Ben evde bağırıyorum çıldırıyorum Kerem at topu çembere at sallaaaaaa ama Kerem malesef korktuğum şeyi yaptı ve çaprazında bile olmayan taa dip köşeye uzun ve cılız bir pas atmaya kalkıştı..Sonuç topun rakip tarafından çalınması ve bomboş turnike..Karşılaşmanın son anlarında Jagodnik'e verilen hücum ribaundu vs vs kısacası elimizdeki maçı resmen hediye ettik..Bu grupta Armani Jeans Milano'nun CSKA'yı deplasmanda yendiğini göz önünde bulundurursak her şeyin yine geçen seneki gibi arapsaçına dönme ihtimali de çok yüksek duruyor..Haa tahminimi sorarsanız bu Olimpija'yı İstanbul'da 20 sayıdan aşşağı yenip gönderirsek ayıp olur..Elbette ki ciddiyet ve biraz daha parçaların birbiriyle oynamaya alışması gerekiyor..Tartışmasız Efes Pilsen'in bu gruptaki hedefi ilk 2 olmalıdır..İşte bu hedef doğrultusunda bu Olimpija mağlubiyeti hiç de iyi olmadı..

       Nachbar'a ayrı bir parağraf açmak istedim..Takımda bu kadar candan yürekten ve her şeyini veren bir yabancı oyuncu görmek beni çok sevindiriyor..Bu geçen sene de böyleydi..Hatta vardiği röportajda aldığım paranın hakkını terimin son damlasına kadar savaşarak ve oynayarak vermek istiyorum diyen bir oyuncu Nachbar..Antalya B.Belediye karşılaşmasını sanki Panathinaikos maçı gibi ciddiyetle ve canla başla oynayan Nachbar'a buradan teşekkürlerimi gönderiyorum..Aslında her oyuncuya ayrı ayrı parağraflar açılıp bazı şeyler söylenebilir fakat bu seferlik bu kadar yeter:)) ( Not: Olimpija maçında da görüldü Efes Pilsen'e pota altında sırtı dönük skor yapabilen en azından bu skor tehdidi olan hücumu açacak,rakip savunmayı dengesizleştirecek bir oyuncu ihtiyaci çok ama çok bariz..Rakip bizi dışarı sürükledikce biz de dışarı çıktık..İçeriye topu bir kere bilr indiremedik..İndirsek de o post-up oyununu oynayacak kim vardı derseniz o da yok :)) Sahi Ermal Kurtoğlu diye bir evladımız vardı onu da  mı yolladık o bu işleri Türkiye'de en iyi yapan oyuncuydu yoksa ben mi yanılıyorum:))  )

UFUK ÇAĞDAŞ ERDEM

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails