Birinciysen birincisindir , ikinciysen hiçbir şey...

10 Eylül 2009 Perşembe

Bisiklet Nedir ?


Bisiklet tüm dünyada bir ulaşım elemanı olarak kabul edilmektedir.Ülkemizde pek yaygın olmasa da son yillarda bisiklete olan ilginin birazda olsa arttığını gözlemlemekteyiz. Düzenlenen bisiklet turları ve özellikle Türkiye Cumhurbaşkanlığı Uluslararası Bisiklet Turu bu ilginin artmasında kuşkusuz önemli bir yer tutmaktadır.
Bisiklet dünyada özellikle avrupada çok sevilen önemli yarışları olan bir spor dalıdır.Yarışmaların önemi açısından iki spor dalını karşılaştırmamız mümkün olabilir.Tenisde dört önemli organizasyon vardır.Bunlar Grand Slam turnuvaları olarak adlandırılan Avustralya Açık ,Fransa Açık , Wimbledon ve Amerika Açık turnuvalarıdır.Bisiklette bu dört önemli organizasyonun karşılığı Fransa ( Tour de France ), Italya (Giro d'Italia )ve Ispanya (Vuelta a España )turlarıdır.Avrupanın bu üç en önemli bisiklet yarışına 3 hafta sürmelerinden ötürü Grand Tour denir.
Bu üç önemli turdan biraz bahsedelim ve önceliği en popüler ve aynı zamanda en eski olana verelim; Fransa Turu , yerel adıyla Le Tour de France , her yıl temmuz ayında Fransa ve Fransaya komşu ülkelerde yaklaşık 3500 km lik bir alanda koşulur .Tur dünyada en çok tanınan ve prestiji en yüksek bisiklet turudur.Avrupa Şampiyonlar Liginde oynamak bir futbol takımı için ne kadar önemli ve gurur verici ise bir bisikletçi için Fransa turuna katılmak o kadar cezbedici ve heyecan vericidir.
Fransa turu üç hafta süren günlük etaplardan oluşur.Etapların geçtiği güzergahlar her yıl değişir ama değişmeyen tek bir güzergah vardır o da turun final etabı olan son gün etabının ülkenin başkenti Pariste bitmesidir.Turda en çok yer alan ilk üç şehir Paris (135 kez ), Bordeaux ( 79 kez ) ve Pau (61 kez ) olmuştur. Tüm etaplar sonunda genel klasmanda en iyi zamana sahip bisikletçi sarı mayoyu giyer.Sarı mayo dışında üç ayrı mayo klasmanı daha vardır.Sprint kapılarından toplanan puanlar sonucu ortaya çıkan en iyi sprintere Yeşil Mayo verilirken , Tırmanış etaplarından en iyi dereceyi elde eden bisikletçi en iyi tırmanışçı anlamına gelen Dağların Kralı (King of the Mountains) ünvanıyla Kırmızı benekli beyaz mayoya sahip olur ve son olarak turun en iyi genç bisikletçisi Beyaz Mayoyla ödüllendirilir.Bu arada bu yıl sarı mayoyu Alberto Contadorun, yeşil mayoyu Thor Hushovdun , Kırmızı benekli (Polka Dot) mayoyu Franco Pellizottinin ve beyaz mayoyu Andy Schleckin giydiğini anımsayalım.
Turun geçmişine dönecek olursak , 1903 yılında 31 Mayıs-5 Temmuz tarihleri arasında yapılan ilk Fransa Turunu bir Fransız Maurice Garin kazanmıştır.Bisiklet tarihinin dört önemli efsanesi Jacques Anquetil , Eddy Merckx , Bernard Hinault ve Miguel Indurain Fransa turunu beşer kez kazanma başarısı göstermişlerdir.Fransa turunu en çok kazanan ise kendisinden nefret edenlerin bile hayranlıklarını gizleyemedikleri dünyanın en mücadeleci ruhuna sahip sporcularından biri olarak kabul edilen Lance Armstrongdur.Lance Armstrong 1999-2005 yılları arasında 7 kez üst üste sarı mayonun sahibi olmuştur.Lance büyüklüğünü kanıtlarcasına bu yılki Fransa turunda üç yıl ara vermesine rağmen üçüncü olmuştur.
Günümüz efsanesi Lance Armstrongun yanı sıra Fransa Turu pek çok efsane yarışlara ve efsane olmuş yarışçılara sahne olmuştur.Bu efsanelerden en çok konuşulanlardan biri Fransa Turunu 5 kez kazanan Jacques Anquetil ile Raymond Poulidor arasındaki rekabet ve sonrasında yaşanan dayanışma örneğidir.
Fransanın bir köyünde bir çiftçi olarak büyüyen , 10 yaşına kadar idolü efsane boksör Marcel Cerdan olan ama Marcel Cerdanın 33 yaşında ölümüyle bisiklet sporuna yönelen Poulidor hep iyi bir bisiklet yarışçısı olmuştur fakat hiçbir zaman Anquetil gibi bir efsane olamamıştır.
Yarış stillerine değinecek olursak Jacques Anquetil hep iyi bir zamana karşıcı ve iyi bir tırmanışçı olarak bilinir, bu anlamda kendisini Lance Armstronga yada Alberto Contadora benzetebiliriz.Raymond Poulidor ise daha çok agresif bir yarışçı kimliğiyle ön plana çıkmıştır.İkilinin mücadelelerinde hep Poulidor Anquetilin arkasında yer almıştır.Anquetil sportif başarıda hep Poulidorun önündedir bunun yanında daha düzgün bir aksana ve daha iyi bir fiziksel görünüme sahiptir ama her zaman ezilenin yanında olma anlayışından mıdır bilinmez Raymond Poulidor Fransız halkının sevgilisi olmuştur.İkili 1964 Fransa Turunun 20. etabı olan zorlu Brive la Gaillarde-Le puy de dome etabının Le Puy De Dome yanardağı tırmanışının finaline doğru omuz omuza mücadeleye girmişler Poulidor ilk defa Anquetili geçme şansını elde etmiş ama Anquetilin direncini aşamamıştır.
Poulidor yıllar sonra Anquetil ölüm döşeğindeyken ziyaretinde kendisine söylediklerini şöyle anlatır : Anquetil bana, kanser o kadar acı veriyorki sanki her gün , günün her saati Puy De Dome dağına tırmanıyor gibi acı çekiyorum dedi ve devam etti , dostum , bir kez daha ikinci olacaksın.

Bisiklet nedir sorusunun cevabı Jacques Anquetil için bir yaşam şekliydi içinde pek çok sevinci ve hüznü barındıran ve hayatı boyunca bu şampiyon hiç bisikletinden inmemişti ; son yolculuğunu son yarışı olarak görmüş finişi yine rakibinin önünde geçmişti.
Yazan: Ahmet Altuntaş

2 yorum:

Ufuk Çağdaş Erdem dedi ki...

Bu güzel yazıyı bizlerle paylaşan Ahmet Altuntaş arkadaşımıza çok teşekkür ederim.Ülkemizde çok fazla bilinmeyen ama fiziksel ve zihinsel mücadelenin belki de en üst seviyede yaşandığı bisiklet sporuyla ilgili son derece açıklayıcı ve bilgilendirici bir yazı olmuş.Hangimiz küçükken bisiklet sürmedik,hangimiz bisiklet sürmek uğruna oramızı buramızı yaralamadık ve hangimiz karne hediyesi olarak hayallerimizde bisikleti yaşatmadık??Ülkemizde belli bir yaşa gelince malesef tüm bu hayallerimizi,hatıralarımızı bir kenara bırakıyoruz ve bisiklet sporuyla ilgimiz kalmıyor.Hep merak etmiştim Fransa Bisiklet Turu'nun farkı nedir acaba diğer turlardan diye.Ahmet arkadaşımızın yazdıklarını okuyunca anladım ki futboldaki şampiyonlar ligi ne demekse futbol için Fransa Bisiklet Turu'da bisiklet sporu için o demek.Tenisdeki Grand Slam turnuvalarına karşılık gelen Fransa,İtalya ve İspanya turlarını acaba aynı sene üçünü birden kazanan bir bisikletçi var mı?Bu başarıyı tenisde başaran sporcular hatırlıyorum mesela Stefi Graf 1988 yılında katıldığı Grand Slam turnuvalarının hepsinde birden şampiyon olarak adını tarihe altın harflerle yazdırmıştı.

Ahmet Altuntaş dedi ki...

Değerli Ufuk Çağdaş Erdem arkadaşım bende sana çok teşekkür ederim tüm yazılarını keyifle okuyorum bu arada merakını gidermek isterim; hiçbir bisikletçi Fransa ,Ispanya ve Italya turlarını aynı sene içinde kazanamadı.

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails