Birinciysen birincisindir , ikinciysen hiçbir şey...

10 Eylül 2009 Perşembe

İyimser Bir Gül


Her şey Basketbol Milli Takımımız için o kadar iyi gidiyor ki insanın aman nazar değmesin diyesi geliyor.Savunmadaki agresif oyunumuz,hücumdaki zaman zaman ihmal etsek de topu paylaşıp paslaşarak oynamamız,doğru adamları bulmamız,isabetli şutlarımız yani her şey yolunda ve bizlerin iyimser olmaması için hiç bir sebep yok.Elbette akıllarda soru işaretleri var.Oynadığımız rakipler eksik ve ne kadar ekol de olsa kalitesi düşük Litvanya,antreman takımı görüntüsündeki Bulgaristan ve ev sahibi olmanın verdiği itici güçle ve sayılı oyuncuların omuzlarında bir yerlere gelmeye çalışan kesinlikle bizim kalitemiz ve kalibremizde olmayan Polonya olunca bu soru işaretlerinin akla gelmesi de doğal.Üst düzey bir savunma ve hücum takımı yani komple bir takımla karşılaştığımızda neler yapabileceğimiz benim için çok önemli.Bunun için de ikinci tur maçlarını beklememiz gerekiyor.İspanya,Sırbistan ve Slovenya maçları bu iyimser gülün iyice yeşermesine mi sebep olacak yoksa solmasına mı hep beraber göreceğiz.
Maça seyirci desteğiyle hızlı başlamasını beklediğim Polonya'ya sert savunmamızla izin vermeyerek baştan rakibi sarstık ve bu hızlı başlangıcıyla ritim bulan Polonya'ya o şansı tanımadık.Daha sonra üçüncü çeyreğin başında bocaladığımız bir bölüm hariç her şey istediğimiz gibi gitti ve maçı rahat bir şekilde kazandık.Ömer Aşık'a bu maçda özel bir yer açmak gerekiyor.Shaq'ın gençliği gibi dominant bir oyun oynadı.Genellikle savunmada takıma bloklarıyla katkı veren Ömer Aşık bu sefer hücumda da takımımıza önderlik etti.Ömer Aşık'a topu verip hadi bir şeyler üret dediğiniz zaman verim almanız neredeyse imkansız.Fakat oyun kurucular, pozisyonu hazırlayıp uygun pozisyonda, topu potaya yakın bir yerde Ömer ile buluştururlarsa o zaman uzun boyunun ve kollarının avantajıyla çok rahat bitirebiliyor pozisyonları...Dün de bu böyle oldu ve Ömer attığı 22 sayıyla maçın en skorer ismi olmayı başardı.Şöyle bir bakıyorum da Semih Erden Ömer Aşık'tan çok daha önce A takımda oynamaya başladı daha önce şans buldu ama Ömer'in yapmış oldugu ilerlemenin yarısını bile gösteremedi..İnsan yine düşünmeden edemiyor bu takımda Semih'in ne işi var Kaya Peker dururken diye...
Özellikle ilk yarıda Logan'ın devreye girememesi Polonya'nın hücumdaki etkinliğini çok aşşağılara çekti.Çünkü her top Logan'ın elinden dönüyor ve üretilen sayıların kaynağı hep Logan olmuştu bu zamana kadar.Zaten 3. çeyrekde biraz devreye girince Polanya bizi yakalamaya yaklaştı.Biz de topu çevirmeden el üstü zorlama atışlara başvurunca bir ara maç sıkıntıya girse de Hidayet,Ender,Ersan'ın yüksek yüzdeli şutları ve vidaları savunmada tekrar sıkarak bu sıkıntıyı çabuk savuşturduk.
Şimdi merakla Cumartesi günü başlayacak olan 2.tur maçlarını bekliyoruz.Bakalım bizim iyimser gülün akıbeti ne olacak İspanya,Sırbistan ve Slovenya karşısında...

4 yorum:

Adsız dedi ki...

kesinlikle takımımızın akıbetini sırbıstan,ispanya,ve slovenya karşısında görecegiz

faraklit dedi ki...

evet bu soruyu sormak lazım ciddi ciddi... Semih'in bu takımda ne işi var???
işleyen çarkta bozuk dişli :)

vardır hocamızın bi bildiği ama...

Ben sahsen ikinci tur rakiplerinden sadece İspanya nın bizi zorlayacağını düşünüyorum...

Unknown dedi ki...

Aslında slovenya da cok ters bir takım,geniş kadroyla oynuyorlar onlar da bizim için ciddi rakip bence

Serkan dedi ki...

Semih konusuna gercekten katılıyorum sana..Zaten tanjevic onu 2010 hazırlıyordu ama hiç bir ilerlerme olmadı:( ama yerine bence kaya değilde enes kanter alınmalıydı.Çünkü bir dahaki seneye enese gercekten ihtiyacımız olacak gibi.Barisın yaptığını rahatlıklar yapardı bu takımda.

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails