Birinciysen birincisindir , ikinciysen hiçbir şey...

17 Eylül 2009 Perşembe

Tanjevic İş Başında


Tanjevic'i eleştirmek için fırsat kolluyormuşum gibi gelebilir sizlere ama nasıl gelirse gelsin Tanjevic'in Slovenya maçını kaybetmemizdeki hatalarını ve takımımızın hatalarını madde madde yazacağım...
1)Son topdan başlayalım..Oyuncular kenarda koç hangi oyunu çizerse onu oynamaya çalışırlar.Eğer ki uygulama sırasında rakip savunma sizi planınızı uygulamak anlamında zor duruma sokarsa orada oyuncu tercihleri ve değişik etmenler işin içine girebilir.Son topda belli ki Tanjevic 3 sayılık bir basket ile maçı kazanmak üzerine bir set çizmiş.Kimse demesin ki orda Ender'in kişisel tercihi olarak topu Engin'e çıkardığını..Çünkü rakip savunma Ender'i bomboş bıraktı ve Ender de çok kolay 2 sayılık bir basket ile maçı uzatmaya götürebilecek fırsatı yakaladı ama potaya bakmadı ve Engin'e kenarda çizildiği üzere topu çıkardı.Hadi diyelim ki tercih meselesidir bazı koçlar maçı bitirmeye oynar..E tamam ama bari doğru kişiye kullandır bu son topu.Sen oyuna Engin ile başla sonra hiç oyuna sokma ve buz gibi olmuş eliyle son topu kullandırmaya çalış Engin'e..Herhalde Tanjevic'in aklına 2006 Nba Play-Off'larında Cleveland'lı Damon Jones'ın hiç oynamadığı maçın son şutunda Washington'ı devirdiği şut geldi..Ama burası ne NBA ne de Engin Atsür Damon Jones..Tabi şut girse bu sefer tam tersini söyleme ihtimalimiz de olabilir diye aklınıza gelebilir ama elinizde Reggie Miller,Ray Allen hatta şut atmak için yaratılmış olan Damon Jones yoksa son topu garanti 2 sayı varken 3 sayı deneyip maçı kaybetme riskine ben girmem.Hele de riske girdiğimiz maç bizim turnuvada daha sonraki rotamızı çok dikenli bir yola sokacak olan bir maç ise..
2)Alan savunması ne zaman kime karşı ve ne kadar süreyle uygulanır?Eğer rakip takımda çok delici oyuncular varsa ve birebirde o oyuncuları durduramıyorsanız alan savunmasına başvurursunuz.Bu alan savunması da oyunun çok uzun bir süresince de yapılmaz.Çünkü alan savunmasının içeri dalışları önlerken ki faydaları gibi çok daha fazla zaafları vardır.İyi şut sokan takımlara alan savunması yapmak risktir.Çünkü birebir başında bir savunmacı olmayan hücum oyuncusu şut atmak için yeterince boşluk ve görüş alanı yakalar.Baktınız şutları sokmaya başladı rakip siz de alan savunmasından vazgeçer adam adama savunmaya dönersiniz.Alan savunmasında ısrar etmezsiniz.Slovenya gibi her oyuncusu şut sokabilen,hepsi çok iyi pasör bir takıma karşı alan savunmasını neden ve hangi zihniyetle tercih etmiştir Tanjevic ben anlayamadım.Bu turnuvada belki de varolma sebebimiz olan adam adama savunmamızken bu silahımızdan sebepsiz yere hem de en riskli takıma karşı vazgeçip alan savunması yapmamız anlaşılır bir şey değil.(alan savunması yapan takımlar çok fazla da rakibe hücum ribaundu şansı verir ki Slovenya da ortaya düşen bu toplardan ikinci şansı yakaladıkları hücum ribaundlarını alarak canımızı yaktılar.30'u aşkın 3 sayılık şut denemelerinden sanırım bir anlam çıkarabilmişizdir.)Unutmadan şunu da ekleyeyim maçı anlatan spiker ve yorumcu yine bu ortadaki topu Slovenya aldı türünde sözler ettiler ya işte bu alan savunması yüzünden o ortadaki topları Slovenler aldı.Tesadüf ve şans ile alakası yok yani...
3)Özellikle hücumda kesinlikle birinci opsiyonumuz olması gereken Ersan'ı resmen unuttuk.Pozisyon hazırlayamadık ve sahada olmasına rağmen top kullanma fırsatları yaratamadık.Elbette savunma ile bazı maçları kazanırsın ama rakip yetenekli ve şutör oyunculardan kuruluysa onların bu silahına karşı sen de bu anlamda en etkili silahını kullanmalısın.Özellikle ikinci yarıda arkadaşlarının kaçırdığı topları tiplemesinin haricinde Ersan bir tek istediği pozisyonda topla buluşup sayı yapamadı Jagotnik'den Lakovic'den Udrih'den yediğimiz 3 sayılık basketler de tesadüf değil.Savunma bir ritm olayıdır.Bir alan savunması bir adam adama derken her sey birbirine girdi.
4)Bu turnuvada hasretini çektiğim şey pota altında sırtını dönüp birebir oynayıp sayı çıkaran veya dışardaki şutörlerimizi besleyebilecek bir oyuncu eksikliğimiz.Mesela Ermal Kurtoğlu tipindeki oyuncu..Slovenya maçında da buna benzer bir katkıyı sağlayabilecek Oğuz Savaş'ı hiç kullanamadık.Aynı Oğuz'u Efes-Fener final serisinde de kullanamamıştı Tanjevic.Peki o zaman bu adamı niye alıyorsun kadroya.Alıyorsan kullanacaksın hem de çok ihtiyacın olan bazı özelliklere sahipse bu oyuncu.Tüm bu olumsuzluklara rağmen maçı kazanabilirdik hatta savunmamızla Slovenya'dan daha çok iş yapabileceğimizi de gösterdik.Ama bu maçı kaybederek final yolumuzu özellikle yarı finalde çok zorlaştrırarak kendi kendimize baltalamış olduk.Şimdi önümüzde her bakımdan anlamı çok büyük olan bir Yunanistan maçı var.Daha önce de bahsetmiş olduğumuz yanlışlardan dönersek yetenek olarak daha ilerde olduğumuz Yunanistan'ı eleyebileceğimizi düşünüyorum.Ama bu hiç kolay olmayacak.Tıpkı Sırbistan maçına benzeyen bir maç yapacağız Yunanistan ile.Sert,savunmaların konuştuğu,itiş kakışı bol bir maç.İşte böyle bir maçda bizim yetenekli oyuncularımızın sazı eline alması gerekir ki kağıt üzerinde yetenek olarak üstün olmamızı sahaya yansıtabilelim.Rakip Yunanistan olunca gazozuna tavla da oynasan kaybetmek istemezsin ve heyecan da en yüksek noktaya çıkar.İşte Cuma günü böyle bir maç bizleri bekliyor.Elektriklenmenin çok olduğu bir maç şeklinde geçerse o heyecan ve istekle oynayan Milli Takım'ımızın kazanma şansı daha yüksek olacak diye düşünüyorum.İki takımın da birbirini uyuttuğu adrenalinin yaşanmadığı bir maç olursa malesef bu sefer de maçı kaybetmeye yakın taraf olduğumuzu söylemeliyim.

4 yorum:

Serkan dedi ki...

Göz ardı ettigin bir nokta daha war.Ömer asık'ın serbest atış problermi.Hiç kendine güvenerek atmıyor:(
Birde bu polonyalılarda ne yönetmen war nede kameramanlar.Farkında değiller nereyi çektiklerinin.Pozisyon oluyor biz başka yeri izliyoruzz.:S

Ufuk Çağdaş Erdem dedi ki...

Ömer'in serbest atış problemini göz ardı etmiyorum..Önceki yazılarımı okursan bu konudan bahsetmiştim.Ömer ilk serbest atışlarını isabetli kullanabilirse kendine güveni daha da artıyor ve daha isabetli kullanıyor bu kritik serbest atışları.İşin can sıkıcı bir noktası daha var bu da rakiplerin artık Ömer'in bu eksikliğinden iyice haberdar olup Ömer'e faul yapmayı bize karşı bir silah olarak kullanmaya başlamaları.Yunanistan maçında da bu durumla karşılaşacağız.Onun için her bakımdan takım için cok önemli olan Oğuz Savaş'ın muhakkak bir an önce takıma monte edilip katkı vermesinin sağlanması lazım.Polonya malesef hem canlı yayındaki çekimlerde hem de Avrupa Basketbol Şampiyonası'nın heyecanını yaratmak ve yansıtmak anlamında sınıfta kalmıştır.Umarım biz 2010'da kusursuz bir organizasyon sergileriz.

Adsız dedi ki...

Bugunku Türkiye yunanistan macını yorumlarmısın?

Ufuk Çağdaş Erdem dedi ki...

Yoruma gerek kalmadı...

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails