Birinciysen birincisindir , ikinciysen hiçbir şey...

9 Eylül 2009 Çarşamba

Hep Sonradan Gelir Aklım Başıma


2010 Dünya Kupası hayallerimizi Bosna topraklarında gömdük ve acı gerçekle yüzleştik.Hep söyleniyor biz daha kaliteli takımız bizim potansiyelimiz daha iyi diye..İyi takımsan eğer grupta Estonya'ya puan kaybetmeyeceksin,Belçikayı kendi evinde yeneceksin hatta ve hatta bir puanın bile çok değerli olduğu İstanbul'daki İspanya maçında galibiyet arayacağım diye açılıp son dakikada mağlup olmayacaksın.Eğer bunları yapamazsan,Bosna Hersek deplasmanında top toplayıcı çocukların yaptığı işi yapar ve ordan burdan top getirmeye koşarsın yani akılsız başın cezasını ayakların çeker...
Maça öyle bir başladık ki ilk 10 dakikada sanırsınız ki Brezilya sahada.Ama daha sonra sahada öyle bir Milli Takım gördük ki sanırsınız San Marino'nun bir zamanlar kasaptan,bakkaldan,terziden,manavdan oluşan Milli Takım'ından bir farkımız yoktu.Maçtan önce Fatih Terim'e bir lamba cini gelse ve ''Dile benden ne dilersen'' dese Fatih Terim erken bir gol bulmayı dilerdi sanırım.O golü bulduk her şey daha rahat olacak diye düşünürken bir de baktık maç bizim ceza sahası civarında oynanmaya başladı.Elbette golü yiyen Bosna yüklenecekti nispeten baskı yememizi de normal karşılayabiliriz.Ama bu gibi durumlarda baskı yiyen takımların yapması gereken şeyler vardır.Ayağa pas yaparsın,oyunu soğutursun,top tekniği yüksek oyuncularını topla buluşturup her şeyin yerli yerine oturmasını sağlarsın.Biz golü attıktan sonra Bosna baskısı altındayken bu saydıklarımın hiç birini yapamadık.Topu şişirdik,topla çıkarken kaptırdık kısacası amatör takımlar gibi bir hale düştük.Zaten Bosna'nın aradığı şey olan bu ortamda da zaten Salihovic'in enfes frikik golü geldi.Kimse demesin ki olmayan faul verildi de gol yedik diye.Çünkü o golü biz davet ettik ve Bosna hakettiği golü buldu.Bu tip frikiklerde kalecilerin bir köşeyi komple boşaltıp diğer köşeye gitmesini ben doğru bulmuyorum.Biraz daha ortalı durup gol riskini daha aşşağıya çekebilirdi Volkan.Ama kimse bu gol de yenir mi diyemez, kurtarsa ekstra olurdu ama kurtaramazsa da çok fazla eleştirilemeyecek derece de sert ve isabetli bir vuruş yaptı Salihovic.Golü yedikten sonra Bosna'nın bizim üzerimizde kurduğu baskıyı biz onların üzerinde kuramadık.Son 15 dakikadaki şuursuz ve dağınık baskıyı bir kenara koyarsak aradaki sürenin en az 40 dakikasını boşa geçirdik.Kazanmak zorunda olduğun bir maçta bu kadar zamanı çöpe atmaya hakkın yok.Tüm bunlara rağmen yıne de maçı kazanacak net pozisyonları yakaladık ama malesef bunları değerlendiremedik.Arda'nın direkten dönen şutu,Sercan'ın daha soğuk kanlı köşeye bir vuruşla rahatlıkla gol yapabileceği topu sert bir vuruşla kaleciye nişanlaması sonucunda aradığımız golü bulamadık.Arda'dan sonra Avrupa standardında oynayabilecek nadir oyuncularımızdan biri olan ve benim çok beğendiğim Gökhan Gönül ileriye çok fazla çıkmasına ataklara destek vermesine rağmen bitirici paslar ve ortalarda malesef başarısız oldu.Kafayla Semih'e indirmeyip kaleye vurduğu topda biraz soğuk kanlı olup tık diye indirse tık diye golü bulup belki de galip gelecektik.Gökhan sağ kanadı oldukca hareketlendirirken aynı aksiyonları sol tarafda göremedik.Bu da bizim tek yönlü oyun oynamamıza sebep oldu ve rakibin tedbir almasını da kolaylaştırmış olduk.Milli Takım'da istikrarlı,net,düzgün,isabet oranı yüksek olarak şut çeken bir tane oyuncumuz yok malesef.Topu bir o yana çekip bir bu yana kıvırıp bir ortaya çıkarıp bir geri alayım derken rakip kapanıyor ve karambolün içinde pozisyonumuzu kaybediyoruz.Halbuki ilk pası alır almaz uygun pozisyonda kaleye şutu çeksek o zaman gerek direk gol olması gerek kaleciden dönen toplar vs ile gol bulma şansımız çok artacaktır.Çünkü dünya futbolu artık öyle bir hal aldı ki çabuk düşünüp uygulamak son derece önemli bir hale geldi.Gecikmiş olarak yaptığın her hareketi rakip hemen kapanarak savuşturuyor.
Papaz bu sefer pilav yemedi..Norveç maçından başlayıp Avrupa Şampiyonası'ndaki maçlarımızla devam eden papazın pilav yemesi artık durdu.Sanırım o kadar pilav yedi ki doymuş olmalı..Dünya kupasına gitmek için eleme grubundasın.Yani tek maçlı eleminasyon sistemi yok.Biz istiyoruz ki olan olsun ama bir maç gelsin ve o maçı kazanıp Dünya Kupası'na gidelim.Yok öyle kestirme yoldan köfte.Tüm maçlarını aynı ciddiyetle oynayacaksın ve Bosna Hersek gibi hakedip öyle gideceksin Dünya Kupası'na.Düşününsene daha düne kadar ciddiye bile almadığımız Bosna grupta 21 gol atarken biz sadece 11 gol atmışız.Her haliyle,seyircisiyle,futbolcusuyla Dünya Kupası'na gitmeyi bizden daha çok isteyen Bosna'yı takdir etmekle beraber bize yine,Milli takımımız çok yetenekli ama tüh olmadı şanssızlık gibi fukara avuntusu sözlerle kendimizi avutmayı bırakmamız gerektiğini de önemle vurguluyorum.Unutmamalıyız ki herkes kendi şansını kendisi yaratır!!!

3 yorum:

Şeref dedi ki...

Fatih Terim denilince aklıma hep şans gelir zira bir çok maçı şansının takviyesiyle almasını bilmiştir.
Hele hagi'li, Tafarel'li, Popescu'lu yıllarda ise bu değerlerin üzerinden yürümüştür.

Ufuk Çağdaş Erdem dedi ki...

Ayrıntılı bir Fatih Terim yazısı daha doğrusu Fatih Terim gerçeğini kaleme alacağım.Herkes abartılan Terim'in sıradanlığını okuyacak...

köstebek dedi ki...

yazın sicagında elimizde kola önümüzde cips çerez televizyonda dünya kupasında türkiyeyi izleyecektik.en azından öle olucagına dair umutlarımız vardı yazık oldu...bu böle gitmez bizim takıma istikrar lazım bi turnuvaya katılıp bi turnuvaya katılmamak olmaz.her zaman son maçta gülemeyebilirsiniz bu yüzden bişeylerin farkına önceden varmak lazım işi önceden sıkı tutmak lazım malesef 2010 dünya kupası elemelerinde biz bunu yapamadık.
ufuk çağdaş A MİLLİ TAKIMIMIZIN TEKNİK DİREKTÖRÜ
fatih terimle ilgili yazını merakla bekliyorum.

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails