Birinciysen birincisindir , ikinciysen hiçbir şey...

10 Haziran 2010 Perşembe

Lincoln ve Jardel Kadar Başınıza Taş Düşsün Hakan Şükür ve Tayfası




       Bir Galatasaray taraftarı olarak Jardel ile ilgili görüşlerimi eski yazılarımdan birinde vurgulamıştım..Benim için yeri ve önemi çok ama çok farklı bir oyuncuydu Jardel..Son günlerde çok konuşulan isimlerden biri de yine bir Brezilyalı eski Galatasaraylı Lincoln..Önce Lincoln ile ilgili genel anlamda görüşlerimden bahsedeceğim daha sonra Jardel ile Lincoln arasındaki benzerliklere göz atacağız ve son söz olarak da başta Hakan Şükür denen beceriksizlik abidesi ve daha bir çok değişik sıfatları hakeden futbolcu (!!!) hakkındaki görüşlerimle yazıyı sonlandıracağım..

       Bugun kime sorsan Lincoln ile ilgili ''Ya arkadaş amma ahlaksız bir futbolcuymuş bu Lincoln nereden bulaştı Galatasaray '' türünde sözler duyabilirsiniz..Lincoln Galatasaray'dan gönderildi daha doğrusu baskılar neticesinde dışlanarak takımdan ayrılması sağlandı ama halen adam ağzını açıp da bir tek olumsuz söz veya eleştiri getirmedi kimseye..Nasıl bir ahlaksızlıksa bu artık anlamadım..Ne hikmetse bizim eski futbolcular kendine yönetici diyenler prim yapmak ve gündemde kalmak adına her türlü konuşmalarında Lincoln'e göndermelerde bulunuyorlar..Adam ağzını açsa kimbilir nelerden bahsedecek ama konuşmuyor..Gelelim işin en özündeki yanlışa..Galatasaray olarak bir transfer yapacaksınız ve Lincoln'e talip oluyorsunuz..Eğer sizler iyi birer yöneticiyseniz bir oyuncuyu transfer etmeden önce tüm özelliklerini, yediğini içtiğini,nasıl bir karaktere sahip olduğunu analiz edersiniz ve şartlarınıza uyuyorsa transfer edersiniz..Kesinlikle biz alalım ne olsa bir şekilde kendimize uydururuz veya idare ederiz diyemezsiniz..Galatasaray Lincoln'ü transfer etmeden önce elbette ki bu araştırmaları yapmıştı ve Lincoln'ün iş ahlağının zayıf olduğunu,disiplinsizliğini ve sürekli el üstünde tutulması gereken bir oyuncu olduğunu öğrenmişti..Bu şartları bilerek hem de çok önemli miktarda para ödeyerek Lincoln transfer edilmişti..Şimdi bu şartlar bilinirken siz nasıl olurda Lincoln'ü disiplinsiz,iş ahlağı zayıf vsvs gibi sıfatlarla nitelendirip günah keçisi yaparsınız?? Bilerek almışssın zaten bu oyuncuyu..O zaman ne vardır her zaman söylerim ''Oynamayan oyuncu yoktur oynatamayan sistem,yönetim ve teknik direktör vardır'' Galatasaray yönetimi sevk ve idarede yetersiz kalmıştır ve kriz yönetiminde ne kadar beceriksiz olduğunu ortaya koymuştur..Lincoln'ü aldıysan kusura bakma ama yukarda saydığım şartları bilerek aldığın için Lincoln sana uymayacak gerekirse sen Lincoln'e uyacaksın..Yıldız oyuncu,yetenekli oyuncu kaprisli olacak tabi ne sandıydınız siz Sabri gibi veya Uğur gibi mi olacak sandınız?? Sabri'yi Uğur'u herkes yönetir ve idare eder önemli olan Lincoln gibi süper yetenekleri idare edip yönetebilmektir..Sıradan oyunculardan iyi birer takım oluşturursanız sadace bir yere kadar gelebilirsiniz ama yetenekli oyuncuları takım yapabilirseniz o zaman şampiyonluklar ve büyük başarılar gelir..Lincoln ilk Galatasaray forması giydiğinde çok iyi hatırlıyorum ağzımdan şu sözler dökülmüştü '' Bu adam tek başına evet tek başına istesin Galatasaray'ı şampiyon yapar ve sırtında taşır '' Evet gerçekten de bu yetenekte çok az oyuncu gördüm ben fakat malesef bizim yabancıları ve üst düzey yabancıları kendimize benzetip kendi o geri kalmış sistemimiz içerisinde eritme anlayışımız ve de en önemlisi çekememezlik hastalığımızdan dolayı Cassio Lincoln'ü küstürdük..Zaten adam küsmeye çok yatkın ve kırılgan bir yapısı var o da küstü oynamadı zaten..Son yapılan açıklamalara bakıyorum da tut neresinden tutabilirsen elinde kalıyor..Hamburg'daki ilk maç ve 10 kişi kalan Galatasaray'da Bülent Korkmaz Lincoln'ü oyundan çıkarıyor ne adına orta sahayı güçlendirmek adına.Aldığı adam kim Mehmet güven denen kazmanın da kazması bir arpa boyu kendini geliştiremeyen bırakın Galatasaray'ı Galatasaray'ın paf takımında bile benim kadroya almayacağım yetenek özürlüsü bir oyuncu..Şimdi diyeceksiniz ki efendim orta sahaya koşan adam lazımdı Güven de o tür bir adam doğru yaptı Bülent Hoca..Hayır bin kere de hayır yüz bin kere de hayır yanlışın daniskasını yaptı o gün Bülent..Çok iyi hatırlıyorum Lincoln için o maçlar bir hedef maçtı ve sahadaki en fazla koşan oyunculardan biriydi bu bir..İkincisi 10 kişi kalan takım adına topun ileride ayakta tutulması ve takımın nefes alması ve zamanın daha çabuk geçmesi adına Lincoln çok ama çok önemli bir oyuncuydu..Hem de faul alıyordu sık sık..Bir sene boyunca da Almanya'da böyle bir maçı beklemişti Lincoln..Sen zurnanın zırt dediği yerde sahanın en iyisini kenara al ondan sonra da Uğur gibi falan başını öne eğip hocaya saygı göstermesini bekle..Elbette edilen küfür falan yanlıştır fakat altında yatan sebepleri de iyi araştırmak gerekir..O dakikadan sonra topu ilerde tutamayan Galatasaray sahanın o andan itibaren en kötüsü Mehmet Güven'in de olumsuz anlamda katkılarıyla son 25 dakikada adeta can çekişmişti..Sonra soyunma odasına giren içkili yönetici Haldun Üstünel ağzına geleni saymış Lincoln'e..Bakın kardeşim omurgalı yönetici,dik duran yönetim ve ağızlarını açınca Galatasaray'lılık duruşundan falan açanlar bu iş böyle olmaz..Eğer siz Galatasaray'ın yöneticisiyseniz o dakikada hocamıza ve 25 yıllık kaptanımıza küfür edemezsin diyip biletini kesersiniz Lincoln'ün..Ama yok nerde o yürek..Hem sen adamı azarla küfret sonra bir de utanmadan bir sonraki maçlarda çıkıp sahada performans göstermesini bekle..Peki ne oldu?? Rövanş maçında Lincoln topa ayağını bile uzatmadı ve Galatasaray Hamburg'a elendi..Daha da acısı var o kadar olaya ve küfürleşmelere rağmen Lincoln önce Tranzon deplasmanında yedek bırakıldı daha sonrada hiç bir şey olmamış gibi Hamburg maçında bel bağlanarak ilk 11 de sahaya sürüldü..Daha sahaya çıkarken yüzü yere bakıyordu adamın anlamıştım oynamayacağını..Oynadığı zaman neler yapabildiğini hepimiz izledik ve biliyoruz..Ara pasları ve orkestra şefi gibi takımı yönetmesinin yanında eğer küstürülmemiş ve istekli oynuyorsa takımın en çok koşan ve mücadele eden oyuncularından biri olması Lincoln'ü diğerlerinden ayırıyordu..Gerçi Galatasaray'da o çok koşan yapısını bazı maçlar haricinde pek göremedik ama sebeplerini hepimiz biliyoruz..Hertha Berlin deplasmanındaki futbolu halen damağımda ayrı bir tat olarak durmaktadır..Malesef biz Lincoln'ün bence kıymetini bilemedik..

       Jardel ile benzerliklerine gelirsek..

1-Her ikisi de Brezilyalıdır ve ülkesinin milli takımında hiç bir zaman ilk tercih olmamışlardır..Hatta Lincoln hiç seçilmemiştir Brezilya milli takımına..Fakat bu demek değildir ki Brezilya milli takımına seçilenler seçilmeyenlerden daha iyi futbolcudur..Kim bugun Brezilya'da kadronun değişmez adamı Elano'nun Lincoln'den daha yetenekli ve daha iyi futbolcu olduğunu veya skora daha çok etki eden bir adam olduğunu iddaa edebilir?? Sadece iş ve çalışma ahlakının Lincoln'den daha az kırılgan olduğu söylenebilir..Fakat atın sahibine göre kişnediğini ve kişnemeyen atın olmadığını onu kişnetemeyen sahibinin  olduğunu zaten söylemiştim..Elano'yu en son limitinde kişnetsen kişnetsen 20 desibel ses alırsın..Fakat esas iş olan Lincoln'ü kişnetebilirsen o zaman işte desibel tavan yapar...

2-Her ikisi de büyük paralara transfer edilmiştir..Aldıkları paranın hakkını eğer çevresindeki şartlar izin verseydi daha da fazla hakedeceklerdi..Gerçi Jardel fazlasıyla aldığının hakkını verdi bence Lincoln'de verdi fakat çok fazla perde arkası faktörler vardı ve Jardel kadar bir etki yapamadı..

3-Her ikisi de Türkiye'ye gelmiş geçmiş en yetenekli oyunculardan ikisiydi..Kendi pozisyonları özelinde çok ama çok nadide ve o pozisyonun saf özelliklerini taşıyan futbolculardı Jardel ve Lincoln..Bir golcü gol atar ve Jardel'de de o gol vuruşu belki de tarihin en iyilerinden bile daha iyi bir şekilde mevcuttu..Bir oyun kurucu yani klasik 10 numara ise topa istediği zaman dans ettirir ve dans ettirirken de etrafındaki oyuncuları da bu kullandığı topla beraber oyuna sokar ve yeri geldiğinde de skoru kendisi değiştirir..Lincoln'de bu özellikler fazlasıyla vardı biz yeterince kullanamadık o başka..

4-Her ikisi de taraftarlar tarafından çok ama çok sevilen ( bence halen de çok seviliyorlar) iki futbolcuydu..Hava alanlarında binlerce kişinin karşılamalarından tutun da özel tezahüratlara kadar çok sevilmişlerdi taraftarlar arasında..Hiç yuhalandıklarını falan da hatırlamıyorum..Hele hele Lincoln'e o kadar karalama kampanyası ve hedef göstermenin arkasından bile taraftar Lincoln'ü yuhalamamıştır..

5-Gelelim bu iki eski Galatasaray'lı futbolcunun en önemli benzerliklerine..Her ikisi de kendilerinden başkasının ön planda olmasını istemeyen ve çekememezlik damarları her zaman kabaran Türk futbolcu toplulukları tarafından dışlanmaları ve takımdan gönderilene kadar da altlarının oyulmasıdır..Hem Jardel'e hem de Lincoln'e fiziksel temasa varıncaya kadar saldırılar olduğunu artık  herkes biliyor..Ne adına ve kimler yapıyor bunları hemen söyleyelim..Kendilerinden başkalarının başarılı olmasını ve kendi adlarından önce onların anılmasından rahatsız olan ve taraftarların sevgilisi olmalarından rahatsızlık duyan Hakan Şükür,Hasan Şaş,Emre Belözoğlu,Hakan Ünsal,Okan Buruk  vsvsvsvs....Dünya varolduğu sürece siz mi olacaksını bu takımın başında,ölene kadar Galatasaray mı bakacak sizlere?? Sizlerin Galatasaray'da kurduğu derin Galatasaray yüzünden Jardel,Lincoln gibi futbolcuların tadına varamadan ayrılmak zorunda kaldı bu futbolcular..

       Aslında bizlere çok fazla geliyor Jardel,Lincoln,Rijkaard,Anelka,Ortega,Del bosque,Scala,Gerets vsvs...Evet fazla geliyor.Çünkü bizlere Sabriler,Christof Daumlar,Mehmet Güvenler,Serdar Kurtuluşlar,Mehmet Aurellolar,Pascal Noumalar,Marcio Nobreler,Gökçek Vedersonlar,Samuel Johnsonlar,Simaolar,Mustafa Doğanlar,İbrahim Kaşlar,Christianlar vsvsvsvs bunlar  yakışıyor ve bunları ancak yönetebiliyoruz bizler..İşte bunun içindir ki hep olduğumuz yerde sayıyoruz ve günlük geçici başarı tanecikleriyle kendimizi avutuyor ve mutlu oluyoruz..Bizim dünyamız işte malesef bu kadar küçük..

       Bir Galatasaray'lı olsam da Hagi'yi çok sevsem de  bu noktada tarafsızlığım adına Lincoln özelinde bir noktaya değinmem gerekiyor..Lincoln'ün Bülent'e küfrettiğini ve bu yüzden başına gelmeyenin kalmadığını yazmıştık..Bülent'e yapılanın belki de 10 mislini Hagi o dönemde Lucescu'ya yapıyordu hem de defalarca yapıyordu..Acaba o dönemde bir tane yönetici içkili bir vaziyette soyunma odasını basıp Hagi'ye küfürler savurarak çıkışmışmıydı merak ediyorum..Elbette ki yapamamışlardı..O dönemde neden bugunlerde küfretti diye linç edilen Lincoln'e yapılan bir linç girişimi Hagi'ye yapılmamıştı..?? Evet yapılmasın zaten bence de yapılmaması lazım ama Lincoln'ün günahı neydi?? Hagi başarılar kazanmıştı evet ama Lincoln ile o başarıların tekrarlanması için acaba fırsat verildi mi?? Veya sadece başarısı istatistiklerle ve kupalarla sabit olanlar mı teknik direktörlere hakaret edip küfredebilir??

       Gelelim Hakan Şükür efendiye...Ayrı bir yazıda değerlendireceğim zaten bu şahsı fakat kısaca bu yazıda da bahsetmek gerekiyor sanırım..Kurduğu derin Galatasaray ve hükümranlığı sona erdi diye bugünlerde önüne gelen kanala Galatasaray'ın özeli olan konuları bile hiç utanmadan sıkılmadan anlatıyor..Bu Hakan Şükür'ün karakter olarak nasıl biri olduğunu hemen hatırlatalım..Sene 2000 Galatasaray UEFA kupasında finale yürüyor ve Fatih Terim Hakan Şükür'e kendi aralarındaki bir konuşmada diyor ki '' Hakan kupayı alırsak jeepimi sana hediye edeceğim'' Gün geliyor kupayı alıyor Galatasaray ve Hakan da Jeep'ini bekliyor..Fatih Terim'in kapısını büyük bir pişkinlikle çalıyor ve noldu benim araba diyor..Terim de '' Hakan o arabanın bende hatıraları var ben sana arabanın parasını vereyim veya aynısından başka bir tane alayım sözümü yerine getirmiş olayım'' diyor..Aman Allah'ım..Sen misin bunu diyen kabul etmiyor ve hemen basın mensuplarının karşısına çıkıyor ve diyor ki '' Fatih Hoca bana verdiği Jeep sözünü tutmadı ''..Ayıptır günahtır...Neden böyle yapmıştır Hakan Şükür hemen kendi analizimi paylaşayım sizlerle..Aslında mesele Jeep meselesi falan değil..O jeep'den onlarcasını alabilir Hakan Şükür..Basına çıkıp Fatih Terim'i rezil etmek istemesindeki amaç ( aslında kendini rezil etti farkında değil ) elde edilen başarıdaki en büyük ve önemli aktör olarak anılmak istemesidir..O dönemde Fatih Terim ( onu da hiç sevmem ) ismi hep kazanılan başarılarda ön plana çıkıyordu ve bu durumun başta Hakan Şükür olmak üzere bazı yerli futbolcuları rahatsız ettiği de biliniyordu..İşte Hakan Şükür de kendince bu Jeep olayını ortaya koyarak hem intikam almak istedi hem de kendi adının daha ön sıralarda yer almasını istedi..Arif'ten başka 15 yılda neden 1 tane bile partneriyle 2 yıldan fazla yanyana oynayamadı Hakan Şükür?? Çünkü barındırmadı yanındaki yabancıları Galatasaray'da..Çünkü 1 numara olmak istiyordu hep..Hakan Ünsal senin de Barcelona deplasmanında sahadan çıkarken yaptıklarını unutmadık..Lucescu'ya saydırdıkların ve sahadan çıkmak istemmemen yavaş yavaş protesto edercesine sahadan çıkışını da unutmadık..Hakan Şükür-Hakan Ünsal şıracının şahidi bozacı misali..İkisi arasındaki benzerliği söylememe gerek bile yok ama ben söyleyeyim..Pensylvanya'daki şahsın müritleri olmaları,Galatasaray'daki derin Galatasaray'ın elebaşları olmaları ve bu hanedanlıkları yıkıldığı için sürekli yönetime sallamaları..Gerçek Galatasaray'lılar yapılan her yorumun ne niyetle yapıldığını ve altında yatan gerçekleri biliyorlar siz hiç merak etmeyin..Bilmeyenler varsa öğrensin...

10 yorum:

Redvidigal dedi ki...

Ellerine sağlık Ufuk,çok açık ve vurucu bir yazı olmuş

serkan dedi ki...

Ben hakan şükür weya bir başkası hakkında yorum yapmıyacam.Eminim sen benden çok görmüşündür we okumuşundur. Ama bağladığın nokta çok sacma olmuş çağdaş abi...

Ufuk Çağdaş Erdem dedi ki...

Neresi saçma olmuş yalan yanlış bir şey mi var ki:)) Mürit mevzusu senin hoşuna gitmemiştir kesin:)) haha

Adsız dedi ki...

Tebrik ederim.Her zamanki gibi çok net,bilgilendirici ve çalar saat niteliğinde bir yazı olmuş.Ufuk bey artık herbir yazınızı merakla ve heyecanla bekliyoruz. Yorumunuz bukalemuncukları rahatsız edebilir ama benden tam destek.Bunları ve altında yatan nedenleri objektif bir şekilde önümüze serdiğiniz için teşekkürler...Seyhan

serkan dedi ki...

Çağdaş abicim benim,simdi sen eğer o müritlerin amaçlarını bilseydin dediklerinin çelişkili olduğunu anlardın..Ewt her takımda wardır bir gruplaşma ama sen bunu anlamsız ve sebebsiz yerlere bağlıyorsun...

Adsız dedi ki...

mürit , hizmetevi vs şeklinde net olarak söylemekten kaçınılan kelime cemaat herhalde.serkan arkadaşım nedir amaçları söyle de biz de katılırız belki.

Ufuk Çağdaş Erdem dedi ki...

Kimlerin ne amaçları olduğunu bilinçli her Türk vatandaşı biliyor siz merak etmeyin..Türkiye'de hemen her alanda siyasi yapılanma ve kadrolaşma vardır..Konumuz spor olduğu için dışına taşmayalım lütfen..Federasyon başkanları,Milli takım teknik direktörleri ve hatta Milli takıma seçilen oyuncular bile bu görüşleri ve ilişkileri göz önünde bulundurularak alındı veya alınmadı veyahut görev verildi veya verilmedi..Bunlar Türkiye'de yazılmayan ama bilinen şeylerdir..En son istediğim şey siyasetin spora karıştırılmasıdır..İşte bu yüzdendir ki zaten eleştiriyorum bunu yapanları..Her yerde gruplaşma olur elbette..Mesela esmerlerle sarışınlar kendi arasında grup oluştursa sorun yok veya iyi anlaşanlar kendi arasında grup oluştursa yine sorun yok..Fakat siyasi amaçlar doğrultusunda bir gruplaşma yapılıyorsa bu çok ama çok tehlikelidir...Bilmem anlatabildim mi???

serkan dedi ki...

Onların amaçlarını anlatan bir sürü kitaplar war,amerikada ve dünyanın çesitli yerlerinde o kadar kürsüler açıldı,tüm dünya biliyr,sen bilmiyrsan artık benım de anlatmama gerek yok adsız arkadasım...Çağdaş abi haklısın burda futbol konuşmalıyız...Bu futbol dışındaki son yorumumdur :))

Unknown dedi ki...

sevgili kardesim yazini daha simdi okudum , ben amerika da yasiyorum ve simdi okuma sansina sahip oldum inan bana kelimesi kelimesine sana katiliyor ve sonuna kadar destekliyorum , keske dusundugunun on da birini bizim adnan giller de dusunebilse ama nerdeeeeee
tekrardan ellerine saglik

Burak Kereci dedi ki...

geçtiğimiz hafta içindeki OFK maçında yorumculuk yapan Cevad Prekazi'nin hakan ünsal,hakan şükür vs gibi her fırsatta galatasarayı karalamaya çalışan sözde GS sevdalılarına bir örnek olması gerek.Galatasaray sevgisi nedir görmeliler...

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails