Birinciysen birincisindir , ikinciysen hiçbir şey...

1 Mart 2010 Pazartesi

Brick




Bu duvarda bir tuğla eksik


Bu aralar uzun zamandır dokunmadığım arşivimden filmler izliyorum. Türkçeye hangi çevirmen akıllısı Asi Gençlik diye çevirmiş bilmiyorum ama filmimiz adından yola çıkarak Brick (tuğla) şeklinde uyuşturucu paketlerinin bir Amerikan lisesinde gençlerin kurdukları çeteler etrafında geçiyor. Filmin başkarakteri Brendan bir müddet önce ayrıldığı kız arkadaşının sır ölümünü araştırmayı kendine görev bilmiş bir şekilde filmin başından sonuna kadar kara film örneklerinde gördüğümüz dedektif rolünü taşımaya çalışıyor. Kara film dedik, film noir dedik… bakalım filmimiz türün gerektirdiği özellikleri taşıyabiliyor mu taşıyamıyor mu.


Biliyorsunuz kara filmlerin belli başlı klişeleri vardır. Tamamen depresif bir ortamda, çözülmesi imkansız bir olayın, ufak ipuçlarıyla filmin sonuna dair bunalım dedektifimizin çabalarıyla çözülmesi gerekmektedir. Kapkaranlık mekanlar, yorgun karakterler ve olmazsa olmaz kötü kadınımız, havada uçuşan yumruklar, olayları kara dul misali kendi çıkarına ören femme fatalé… Hepsini istisnasız bir şekilde filmin içine yedirilmiş görebilirsiniz.


Ama burada ciddi bir sorun var. Her ne kadar türün tüm gerektirdiklerini adam akıllı yapmaya çalışsa ve hatta bunda başarılı dahi olsa da, Brick bir lisede geçiyor. Karakterlerimiz daha on altılarına yeni basmışlar ve tüm karakterler bu dedektiflik hikayesi üzerinde o kadar sırıtıyor ki sanki kartondan kesip sahnelerin üzerine tek tek yapıştırmışsınız. Filmin baş kahramanı Brendan’ın karizmatik ve soğuk bir dedektif rolünü almasını tam kabulleniyorsunuz ki bir bakıyorsunuz annelerinden bahsetmeye başlamışlar. Okul müdür onları arıyor, annelerinin haberi olmaması gerekiyor vs.vs. Henüz onaltı yaşında olup evlerinin bodrum katında racon kesen arkadaşların yukarı çıkıp annelerini hazırladığı çörek ve elma suyunu mideye indirmeleri her şeyin sanki bir oyun olduğu hissini öylesine kuvvetlendiriyor ki.


Filmin başından beri olması gerektiği gibi bir gizem var. Ve o gizem şu veya bu şekilde filmin sonuna dek korunuyor. Ama ister istemez kendime sordum, ben bu gizemi öğrenmek istiyor muyum? Neler olup bitiyor kardeşim bu okulda ? Sizin derdiniz ne polisi bile göz ardı ederek bir cinayeti kendiniz çözmeye çalışıyorsunuz. Ha bu film eğer sırf kara filmi deneysel olarak çektiğini gösteren bir filmse eyvallah diyorum. Ama ne seyirciyi tatmin ediyor ne de kendi kurguladığı karakterleri. Filmin sonu muallak görünse de her şey filmin son 20 dakikasında ele veriyor kendini. Teknik bakımdan, özellikle oyuncular ve müzik kullanımı açısında hiçbir sorunu yok filmin. Sizi çok güzel bir şekilde depresif bir havaya sokabiliyorlar. Ama işte o doğal olamama, sırıtma sorunu her köşe başında aklınızı çelmek için bekliyor.

İzlenebilirlik açısından sizi sıkmayacağı garantisini ne yazık ki veremiyorum. Bulmaca çözmeye deneysel bir bakış atmak mı istiyorsunuz, buyurun izleyin. Ama kara film örnekleri için çok daha rafine filmler varken, Brick sizi biraz hayal kırıklığına uğratabilir.

YAZAN: ALPER KURT

2 yorum:

Redvidigal dedi ki...

Alper yazıların çok güzel seni kutluyorum:).Lakin sen filmleri yazdıkça ben ne kadar az film izlemişim diye söylenmeye başladı:)Sana bir filmi soracam adı Büşra.Bu film hakkında bir bigin var mı?

Alper Kurt dedi ki...

Sağol redvidigal, bakalım Büşrayı izleyince karar veririz , şu an için bir bilgim yok. Vakti zamanında Leman dergisinde yaratılmış bir karakterden nasıl film olur onu da tam kestiremiyorum ya. Hadi hayırlısı.

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails