Birinciysen birincisindir , ikinciysen hiçbir şey...

26 Mayıs 2010 Çarşamba

Efes Pilsen-Fenerbahçe Ülker Nereden Başlasam ki ???




       Maçtan daha henüz eve gelebildim ve yazacak o kadar çok şey var ki toparlayabildiğim kadarıyla sizlerle paylaşacağım..Aslında Fenerbahçe Ülker'in kazandığı maçları Redvidigal yazacaktı fakat 2.maçta Efes kazandıktan sonra özel işlerim sebebiyle yazamadığım yazıdan sizlere bir borcum vardı hem onu ödeyelim hem de bu maçla ilgili gördüğüm çok önemli bazı basketbol içi ve basketbol dışı faktörleri sizlerele paylaşayım istedim..Tabi Redvidigal'in yazı hakkı da saklı duruyor..

       Bir Efes Pilsen taraftarı olarak hem de yer yer çok fanatik bir Efes Pilsen taraftarı olarak yazacaklarımdan sakın Efes'i kayırıp yenilgiye bahaneler falan arayacağımı düşünmesinler..Hatta beni bilenler bilir en ağır eleştirilerimi her zaman kendi takımım üzerine yaparım..Fakat Efes Pilsen-Fenerbahçe Ülker maçının analizini ve saha içindeki bazı şeyleri yazmadan önce saha dışı bazı faktörlerden bahsetmek istiyorum...

       Bazı insanlar vardır insan demeye bin şahit ister.Benim için o tip insanların yaşamaya bile hakkı yoktur..Çünkü her yaşadığı sürede sizlerin bizlerin soluduğu oksijenden çalıyor..Hatta o insanlar öyle insanlar ki o insanın beynine küfür edemezsiniz çünkü beyin de yok..Küfür etseniz etseniz kafatasına küfredebilirsiniz çünkü içinde beyin yok..Bu sözleri şunun için yazıyorum..Karşılaşma başladığında Fenerbahçe Ülker karşılaşmanın kontrolünü ele alıp öne geçtiğinde her şey normaldi..Ne zaman ki Efes 3.çeyrekte geriden gelip rakibini yakaladı bizler Efesliler olarak çok medeni bir şekilde takımımızı destekledik..Aaa o da ne işte o insan olmadık hayvan bile denemeyecek şahıs Fenerbahçe tribününden Efesliler tribünün kenarında oturan bayanlara bağırmaya çağırmaya başladı ve susun sesinizi kesin falan diyor..Biz Efesliler olarak müdahele etmesek belki de oradan atlayıp o kızlara dayak atmaya çalışacaktı o insan olmadık şahıs..Tabi sen biletleri 5 tl yapıp iti kopuğu futbol taraftarını salonlara doldurursan her şey olur kardeşim..Adamlar 40 dakikalık basketbol maçının 1 dakikasını bile izlemiyor ki..Tek yaptığı şey küfretmek,sahaya arkasını dönüp durmadan zıplamak..O anda o eleman geri vites yapıp susmasa yani şeytana uyup parçalayabilirdim o şerefsizi..Neyse daha sonra maçın sonlarında ne olduğunu anlayamadığım bir sebepten Efes tribününde bir kavga çıktı ama ben kesinlikle 2 Efeslinin kavga edeceğine inanmıyorum.O olayın içinde başka sebepler ve başka kişilerin olabileceğini düşünüyorum..Maçın son anları olduğu için tam benim yanımda çıkan kavganın tam ortasına düşüyorduk az daha ama maçın son anlarını izlemek istediğim için zor bela kenara çekilip maçın sonlarını ayakta izleyebildim..Basketbol dışı faktörlerden devam ediyoruz..Karşılaşmanın 3.çeyreğinin sonunda Efes geriden gelip öne geçince seyirciler başladılar hakemlere küfretmeye ve açık açık tehdit etmeye..Garibim basiretsiz hakemler de herhalde arabalarını Fenerbahçelilerin çizeceğinden falan korkmuş olsa gerekler hemen 4.çeyreğin başında arka arkaya düdüklerle maçtan kopmak üzere olan Fenerbahçeyi maçta tuttular..İyi o zaman her küfredenden korkacaksa her tehditten yılacaksa hakemler biz de tutalım 50-60 tane sicili bozuk haydut onlarda kenardan sürekli tehdit etsin ve küfretsin..Bir nokta daha var..Ömer Onan teknik faul almak adına her şeyi yaptı 3.çeyreğin sonunda ve hakemler direndi de direndi teknik faul çalmamak için..Yani bir tek ana avrat küfretmediği kaldı Ömer Onan'ın ama basiretsiz hakemler teknik faulu çalamadılar..Daha da acısı Ömer Onan'ı teknik faul çalarım bak şeklinde tehdit ederek susturmaya çalıştılar..Hay Allah'ım ya bir hakem tehdit etmez oyuncunun gözünü korkutmaz sadece ve sadece kuralları uygular..Haketiyse ki fazlasıyla haketti o teknik faulu çalarsın anında..Sen o sahada bunun için varsın kardeşim..Eğer bunu da yapamayacaksan o zaman çekilin sahadan eski mahalle basketbolunda olduğu gibi hakemsiz ve kararları oyucuların kendi arasında konuşarak kararlaştırdığı basketbol şeklinde oynayalım..Biraz yürek biraz da adamlık lazım..Bir başka konu da karşılaşma sonunda bizlerin yarım saat içeride bekletilmesi..Birazcık beyin ve birazcık kıvrak zeka ve olay anında karar alıp uygulama noksanlığı olan bizim emniyet güçlerimiz Fenerliler galibiyeti kutlarken Efeslileri sahadan boşaltırdı ki en uygunu da buydu..Ama yok illa eziyet illa zorluk çıkaracaklar ya..İşin daha acı tarafı aslında daha derinlerde yatan bir sosyal mesele..Normal bir basketbol maçından sonra neden iki takım taraftarı da aynı anda o salonu boşaltamıyor?? Neden o kültür birikimi ve medeniyet seviyesine gelemedik bizler?? Veyahut neden bizlere potansiyel haydut muamelesi yapılıyor?? Evet her türlü insan var piyasada ve her türlü olayı çıkarabilir katılıyorum fakat nereye kadar bu böyle devam edecek?? Ne zamana kadar rakip takım taraftarı deplasmaana gelemeyecek??Bu sorularımın cevabını herkes kendince versin bakalım..Yanlış anlaşılmasın bugun bekleyen Efesliler olduğu için yazmadım bunları aynı şeyler ilk 2 maçta bekleyen Fenerbahçe Ülker'liler için de geçerlidir..

       Bu kadar basketbol dışı faktörden bahsettikten sonra şimdi de saha içine dönelim..En baştan kosssskocamannn harflerle yazmak istiyorum..Burayı herkes iyi okusun ve iddaa ediyorum belki biraz abartılı ve kibirli bir yorum olarak görecektir bazıları ama eğer kenarda son anlarda ben olsaydım Efes Pilsen benchinde koç olarak bugun Efes Pilsen seride öne geçmiş olabilirdi..Aynı şeyi söylemekten sesimm kısıldı yanımdakilere ama ne hikmetse bunu kenardan Ergin Hocam göremedi..Bu önemli nokta şu...Ukic'i bu maçta tam anlamıyla çözdüm ve çıtır çıtır analiz ettim..Adamın en büyük ve belki de yegane silahı soluna drive ederken sağ eliyle topu bombeli olarak çembere göndermesi..Yani kesinlikle sağına drive derken bitiremiyor veya soluna drive ederken sol eliyle de bitiremiyor..Sadece ve sadece soluna giderken sağ eliyle topu dikiyor..Şimdi bunu kenardan göremeyen bir Efes kenar yönetimi vardı bugun..İşin acı tarafı maçı kazandıran basketlerini Ukic hep aynı şekilde attı ve Efes savunması da izledi..Daha mı acı tarafını istiyorsunuz onu da söyleyeyimm..Bir sandalyeyi bile savunamayan Ender Arslan'ın Ukic'i en kritik son hücumda savunması..Zaten Fenerbahçe'de o anlarda Ukic haricinde topu kullanabilece oyuncu falan kalmamış hepsi titriyor ve Ukic'in eline bakıyor ama bizim Efes son topta Ukic'i Ender ile savunuyor..Ukic de aynı yukarda tarif ettiğim basketi defalarca attığı gibi bir kez daha atıyor ve maçı kazandırıyor..Yahu ver Smith'i Ukic'in başına olmadı Sinan'ı ver..Fakat sadece bunları başına vermekle de bitmiyor..O oyuncuları yukarda benim anlattığım Ukic'in özelliği ve ne yapacağı konusunda uyar ve soluna drive ettirme ne olursa olsun sağına gitmesini sağla demen de gerekiyor..İşler iyi giderken her şey zaten iyidir..İşte böyle kritik anlarda çok hızlı bir şekilde düşünüp karar vermek gerekiyor..Hadi bu büyük hatayı da geçelim gelelim bir başka noktaya..Son hücum top Efes'de ve daha 14 saniye falan var..2 sayı geridesin ve kadro sıkıntın yüzünden takım çok yorulmuş hatta Kaya elini dahi kaldıracak hali kalmadığı için 5 faul alıp kenara gelmiş..Takımın en önemli adam Bootsy Thornton zaten sakat kadroda yok..Kasun belinden rahatsız ve zoraki oynuyor bu da çok belli..Eee bu şartlarda sen neden son hücumda maçı uzatmaya götürmek üzere bir oyun kurarsın..Daha ilginci o turnike girse bile Enderin attığı 3 veya 4 saniyelik bir son şans yine Fenerbahçe'ye kalacaktı..Kısacası şu son hücumda Ender ile başlayıp Smith ve dipte Shumpert ile bitecek bir üçlük üzerine oyunu kurup maçı kazanmaya oynaması gerekirdi Efes Pilsen ki özellikle de Smith son anlarda alev alev yanıyordu ve mesafe tanımadan üçlükleri sıralıyordu..Tek kurşun atarsın o yerden sonra ya alırsın ya verirsin..Uzatmaya giderse zaten kaybedeceksin orası çok belli ama malesef bunu yapmadı Efes Pilsen..Son hücumda Mirsad denen basketbolcu bozuntusu bilerek Ender'in içeri girmesini sağladı ki arkadan bloklayım diye ve istediği de oldu..O top döndü Rakocevic'e geldi ama bizim Rako her zamanki gibi topu kontrol edemedi..Bu adamın eller yağlı mıdır nedir anlamadım durmadan elinde sekiyor top,zıplıyor,kontrolünü kaybediyor ve sonunda da topu kaybediyor..3.çeyrekte attığı sayılarla maça ortak etse de Efes'i Rakocevic son hücumlarda zorlama atışları ve zorlama pasları sonucu yaptığı top kayıplarıyla Efes'i yakan isimlerden  biri oldu yine malesef..Rakocevic ile ilgili bir nokta da şu..Her içeri girişinde topuna müdahale ettiriyor..Yani muhakkak topuna biri elini sokup Rakocevic'i bozuyor..Çünkü topu kabak gibi ortada tutarak giriyor içeri..Bir fundamental eksikliği olarak gözüme çarptı..İçeri giren oyuncunun topu çok iyi saklaması gerekir ve en sonunda atacağı zaman topu ortaya çıkarması gerekir bakınız Charles Smith..36 yaşında adam ama takımın en çok mücadele eden ve kazanmayı isteyen ve bunu da performansıyla gösteren adam Charles Smith..Çok üzüldüğüm bir başka nokta da Efeslilerin vücut dillerinde hep bir durgunluk ve hep bir içden içe ağlayan insan hali gördüm..Yani böyle yürekten coşarak ve isteyerek oynayamıyoruz..Kimbilir belki de şu son Efes Pilsen'i kapatma meselesinden dolayıdır..O konuya da ayrıyetten bir yazı yazarak değineceğim ama daha sonra..

       İkinci yarısı heyecanlı seslerimizin kısıldığı ve izlemeye değer bir maç oldu..Her ne olursa olsun Fenerbahçe Ülker son topta da olsa kazanmayı bildi..Fenerbahçe cephesinden olaya bakmak isterdim ve çok şeyler de yazmak istiyorum ama onlara da değinirsem yazı çok uzayacak ve sıkıcı olmaya başlayacak..O yüzden Fenerbahçe cephesinin analizini Redvidigal'e bırakıyorum ve herkese saygılarımı sunuyorum..Perşembe günü yine Abdi İpekçi'deyiz yine takımımızı destekleyeceğiz ama her ne olursa olsun bizler basketbolseveriz hepsinden önce sporseveriz ve bu sporu seviyoruz...

19 yorum:

Adsız dedi ki...

Hazımsızlık bu olsa gerek.

Ufuk Çağdaş Erdem dedi ki...

Güzel kardeşim senin anladığın buysa bu yazıdan sana yazık gerçekten..

Adsız dedi ki...

Valla kardeş kusura bakma da hakemler standart faulleri çalsalardı Smith 4. çeyreğin ortasında beşliyordu. Topsuz alanda yaptığı bir çekme hareketi var herhalde avantaja(!) bıraktı hakemler. Kasun'un smaca giden Oğuz'a yaptığı bir karate hareketi var ki dünyanın her yerinde fauldur bu ama hakemler buna faul çalmadı. Önceki maçta da Kaya'nın iki oyuncuyu birden ribaunda çıkarken itip alıp basket yaptığı bir pozisyon var artık yorumcular hakemlerin üçü de gözünden kaçırdı demek zorunda kaldı. Bunlar sencesi bencesi olmayan pozisyonlar.

Bu maçta da senin iddia ettiğin gibi bir durum yok. Fenerbahçe seyircisi zaten hakemi etkilemek konusunda çok zayıf oraya bir Partizan seyircisini koy bakalım o zaman görürsün taraflı yönetim nasıl oluyor. Yenilgiye kılıf aramayalım şu geçen 3 maçta da hakemlerin skora yönelik bir etkisi olmadı.

Ufuk Çağdaş Erdem dedi ki...

Adını yazmadığın için sana güzel kardeşim diye hitap etmek zorundayım:))

Ben bir genel felsefe ortaya koyuyorum ve taraftarın tepkisinden sonra hakemlerin etkilenip Efes aleyhine düdükler çaldığını söylüyorum yanlış olan budur..Yoksa hakemler elbette her iki tarafa da hatalı düdükler çalabilir orada sorun yok..Ben de sana burada yazsam 20 tane Fenerbahçe Ülker'in yaptığı sert fauller veya çirkefliklerden örnek verebilirim..Fakat işin gayri ahlaki olan tarafı tehditler ve küfürlerden sonra kararlarında yanlışlar yapmaları sanırım anlatabilmişimdir..

Adsız dedi ki...

Kardeş, ben de oturur sana 20 tane Efes aleyhine çalınmayan düdük çıkartırım zor bir şey değil emin ol. İlk aklıma gelen sencesi bencesi olmayan pozisyonları söyledim.

Hakemlerin şu seride sonuca tesir ettiği bir maç olmadı daha rahat ol. Herkes ne ektiğiyse onu biçti sahada.

Serhat

Ufuk Çağdaş Erdem dedi ki...

Serhat tekrar yazayım ben demiyorum ki zaten hakemler maçların kaderlerini tayin ettiler diye..Böyle bir sözümü bulursan helal olsun diyeceğim..Karşılaşmayı hakemler sayesinde kazandı falan gibi bir imada dahi bulunmadım..Hatta yazının en sonunda tebrik de ettim..Benim anlatmak istediğim şey hakemlerin baskı altında verdiği basiretsiz kararlar..Bu kararlar Efes aleyhine olduğu için böyle söylüyorum da sanma..Tam tersi olsa yine aynı şeyleri yazarım..Hakemliğin bir şerefi vardır ve oyunculara karşı ve taraftarlara karşı o şerefi ve sağlam duruşu ayaklar altına bir tek pozisyonda dahi olsa alamazsın..Sanırım olay iyice açıklığa kavuşmuştur..

Adsız dedi ki...

Ufuk Kardeş;

Ben de diyorum ki hakemlerin madem sonuca bir etkisi olmadı neden bu konuya bu kadar kafayı takıyorsun? Sen de ben de bu yazıyı okuyan herkes de biliyor ki hakemlerimiz her spor dalında aşağı yukarı bu kalibredeler. Hatta geçelim bizim memleketi Euroleague, NBA gibi TBL'e kıyasla aşmış yutmuş organizasyonlarda bile hakemlerin sıçıp sıvadığını görüyoruz. Nedir ki beklentin? Yani sahadaki oyuna etki etmedikleri, kantarın topuzunu kaçırmadıkları sürece hakemleri gündeme getirmenin ne esprisi var? Tekrar diyorum bu seride şu ana dek spekülasyon yapılacak seviyede bir hakem yönetimi olmadı. Birine bir hatalı düdük çalındıysa diğerine de çalınıyor. Art niyetlik bir mevzu görmedim ben. Hakemlerin baskı altında verdiği kararlar diyorsun da yani hepimiz aynı maçları izliyoruz. Hakemden şikayet eden Fenerli de Efesli de taraftar kimliğinden kurtulamadığından şikayet ediyordur. Sen şimdi kendi basketbol bilginle hakemi hatalı görüyorsun en ufak aleyhte pozisyonu büyüttükçe büyütüyorsun, e karşı taraftakiler de senin mantıkla gittiği için kendi aleyhine yapılan hatayı 10'la çarpıp yorumluyor. Hem Fenerli, hem Efesli hakemden şikayet ediyor. Şimdi aha bu taraf haklı diyebileceğimiz bir yönetim oldu mu? Aşın artık kardeş bunları.

Serhat

Alper dedi ki...

Bana kalırsa yazıda hakemlerden çok Efes'e yüklenilmiş. E, basketbol'da teknik fauller maçın kaderini belirlemiyor mu? Normal şartlarda çalınması gereken faullerden çok daha kritikler. E göstere göstere de yapmış, eleştirilmesi gereken bir nokta bence. İşin komik yanı, faul çalarım ha diye korkutmaları:D Futbol gibi .... "Hakem basketbolcuyu faul çalarım diye uyardı. Vay anasını sayın seyirciler.

granger17 dedi ki...

Mirsada basketbolcu bozuntusu derken ne kastettiğini anlamadım açıkçası eğer direk basketbolcuğuna diyosan çok yanlış düşünüyosun derim ama karakter olarak sevmeyebilirsin ama bu şekilde yazman en son cümlede yazdığın basketbolseveriz cümlesiyle çok ters düşüyor ve eğer sen burda bu şekilde yazıyosan yazının giriş bülümünde hayvanlıkla suçladığın insanlara ayıp edersin bende efesteki çok oyuncunun karakterini beğenmem ama onlara bu şekilde söz kullanma hakkını vermiyor bana çünkü aynı oyuncular milla takımda oynarken onların başarılarıyla sevincez bilmem anlatabildimmi hakemler konusunda ise baskı altında yanlış karar verdiklerini düşünüyosanda bu seyircinin başarısıdır o kadar seyirci oraya boşuna gitmiyo amaç zaten hakemi baskı altına almak ev sahibi olarak eurolig maçlarında demiyomuyuz seyirci olmadığı için hakemler çok rahat düdük çaldılar

Adsız dedi ki...

Mirsad'ın karakteriyle ilgili dediğini düşünüyorum çünku daha öncede yazmıştı.

Adsız dedi ki...

Maç içi ve maç dışı analizler çok güzel olmuş, eline sağlık..

To serhat: Ortada objektif konuşuyormuş gibi yapıp, basketbola yakışmayan olayları legalize etme çabalarının yine aynı markanın paydaşları tarafından benimsenmesi beni şaşırtmadı, tam beklediğim yorumlar bunlar. Bu yazının neresinde hazımsızlık göründüğünü anlamadım, geçen yıldan kalan bir karşı bir hazımsızlığın yansıması olabilir diye düşünüyorum.

To granger: Haklı olduğun konu; sevmediğin bir insanı aşağılayıcı konuşma hakkına kimsenin sahip olmadığı, tartışmasız desteklerim. Ancak şunun altını bir kez daha çizeyim naçizane; ilgili kişinin basketbolu ne kadar çirkinleştirdiğini, ne kadar adileştirdiğini görmek için bir basketbolsever olmak gerekir, partizan olursan zaten göremezsin. İşte bu yüzden bizler kendimize basketbolsever deriz... Yenilsek de yensek de asaletimizi koruruz... Laf arası; kelimelerin partizanca gelmiyor senin de...

Papi

Ufuk Çağdaş Erdem dedi ki...

Farklı düşüncelere her zaman saygım var elbette fakat benim yazdıklarımda yanlış bir yer göremedim tekrardan okudum..Belki maçın hemen arkasından sıcağı sıcağına yazdığım için uslup biraz sert gelmiş olabilir okuyanlara..Fakat yazının geneli zaten Efes Pilsen eleştirisi ve maça gelen taraftarların davranışları üzerine yaptığım yorumlardı..Benim yazılarımı okuyanlar bilirler benim tarzım biraz serttir..Söyleyeceğim şeyi evelemeden gevelemeden en sert şekilde söylerim..Ha hakaret falan kesinlikle etmem..Fakat sadece 1 istisnai durum var bu konuda o da basketbolcu bozuntusu dediğim malum şahıs..Ona da hakaret yok ama hakaretamiz ifadeler kullanmayı o kişiyle ilgili kendime bir borç bilirim..Nedenlerini eski yazılarımdan birinde uzun uzun yazmıştım..Buraya da birazdan linkini koyacağım..Neden basketbolcu bozuntusu diyorum çünkü basketbol dışında her türlü pislik ve çirkef mevcut o şahısda..Basketbolcu görüntüsündeki artık her neyse gerisini siz getirin;:))

Hakemlerle ilgili Serhat arkadaşımızın yazdığı yorumlara tekrardan bir şeyler eklemek istemiyorum çünkü yukarıdaki söylemlerimde ne anlatmak istediğimi gayet iyi açıkladığımı düşünüyorum..Ben olması gereken karekterli ve omurgalı hakemlerin maçları yönetmesi gerektiğini ve baskı altında böcek gibi ezilmediği yönetimler göstermeleri gerektiğini söylüyorum..Yoksa baskıdan etkilenme olayı bugun sana yarın bana unutma sakın..

Papi dostum yorumların çok şahane..Şimdi beni destekleyen yorumlar olduğu için demiyorum inan ki..Kısa,net bir şekilde etkileyici bir şekilde ortaya koyuyorsun görüşlerini..Devamını beklerim her zaman..

Ufuk Çağdaş Erdem dedi ki...

http://messikaka23.blogspot.com/2010/04/haislip-sen-bizim-her-seyimizsin.html

İşte o eski yazım malum şahısla ilgili:))

Adsız dedi ki...

Vay anam vay ben ne yazıkki bu maçı izleyemedim.Aslında bu maça bende iştirak edecektim.Fakat hoca efendi bizi kadavra için doğuya sürmeseydi(malum tıp okuyoruz)Bugün binbir merakla oturdum ekran karşısına kimin kazandığını öğrenmek istiyordum ilk girdiğim adres messikaka açıkçası okuduklarım karşısında beynimden vurulmuşa döndüm.Ufuk bey bu ne şiddet bu ne celal yorumlarınızdaki açık sözlülüğünüzü hep takdir etmişimdir.İşi çarpıtmayacağınızı biliyorum sıcağı sıcağına yazsanızda fakat bundan önceki 2 maça gitmiştim hiç böyle katekullili birşeyler görmedim serinin 3. maçında bu tip vakaların boyvermiş olmasına inanamıyorum izlemediğim için kısa keseceğim ama ben hep derim her ne olursa olsun sporun temelinde yada bitiminde hem ilk hemde son söz kardeşlik olmalıdır diye yalnız şu Mirsad bozuntusu meselesine gelirsek adam bozuntunun önde gideni olabilir. Ufuk bey buna önceki yazılarınızda yer vermişsiniz herhalde ama yinede takım anlamında bakılırsa orda işini yapıyor şaşırtması işi lehine çevirmek istemesi doğal keske bu yazınızda şahsın başına o sıfatı koymasaydınız işi genelinden almak en doğrusu ben önceki maçlara katılımın az olmasından dolayı sitemde bulunmuştum fakat gelenler böyle olup adımızı karalayacaksa hiç gelmesinler daha iyi araba çizme meseleside enteresan orda o kadar insan sözde işin ehli birey var bunların araba çizme yada vb. hususlardan ötürü taviz verebileceklerine ihtimal veremiyorum enteresan hemde çok...Seyhan

sesver dedi ki...

Büyük bir zevkle okudum kardeş ellerine sağlık sonu gelsin istemedim hiç teşekkürler

Ufuk Çağdaş Erdem dedi ki...

Öncelikle yazıyı beğenen ve beğenmeyen veya bazı yerlerini eleştiren tüm arkadaşlarımıza teşekkür etmem gerekir..Bizim sitemiz her türlü görüşün son derece açık bir şekilde tartışılabildiği bir platform olmuştur her zaman..Eyyam olmaz,çifte standart olmaz sadece fikirler ortaya konulur bazen çok sert bile olsa..

Seyhan dostum maçtan önce tanışabilirdik yüzyüze aslında ama sen gelememişssin karşılaşmaya..Yazdığın yoruma dayanarak bir kaç noktaya açıklık getirmek istiyorum..Yukarıdaki yorumlarda da açıkladım gerçi ama ben hiç bir zaman maçlarda katakulli döndü veya 3.maçta katakulli oldu demedim ki..Sadece hakemlerin küfür ve tehditlerden korkup düdüklerini maçın bir bölümünde Fenerbahçe lehine çaldığından bahsettim ve bu hataların her iki tarafa da olabileceğiden bahsettim..Önemli olan şeyin şahsiyetli ve omurgalı hakem duruşunun her zaman her ortamda sergilenmesidir..Yoksa Fenerbahçe Ülker'in galibiyetini de sonuna kadar tebrik ettim..Efes Pilsen 3 pivotundan toplam 6 sayı 2 ribaund katkı alıyorsa zaten o maçı kazanması da bir mucizeyle eşdeğer olurdu ki olmadı..

Ben en çok kendi takımımı eleştiririm..Malum şahıs ile ilgili görüşlerime gelince..Benim için şu spor dünyasında bir belki 2 şahıs vardır tarafsız olamadığım ve adını dahi anarken muhakkak önüne arkasına bazı küçültücü ifadeler kullandığım..Bu konuda çok ama çok üzgünüm özel bir nefretim olması sebebiyle o şahısla ilgili bu şekilde yazmak zorundayım..Herkesin istisnaları yok mudur?? Hatta şöyle söyleyeyim Redvidigal bilir..O malum şahısın geçen sene Efes Pilsen ile anlaştığı haberleri çıktığında uykularım kaçmıştı ve her gün dua ettim gelmesin Efes Pilsen' e diye..Hatta ve hatta eğer gelseydi Efes Pilsen'in hiç bir maçına da gitmeyecek ve desteklemeyecektim taa ki o şahıs Efes'den ayrılana kadar..Yani Efes Pilsen'li kimliğimi o gidene kadar donduracaktım..Bu kadarını söyleyeyim gerisini siz anlayın:))

Ufuk Çağdaş Erdem dedi ki...

Unutmadan hakemler arabalarının çizileceğinden korktular derken espri babında yazmıştım yanlış anlaşılmasın:))

Redvidigal dedi ki...

Ufuk ben de yazdığım yorumda değindim Efes2'e gelseydi ne olacaktı diye.Sen de yazmışın:)şimdi gördüm yorumunu denk gelmiş:)

Adsız dedi ki...

Ufuk Bey çok objektif , açıksözlü ,dürüst bir yazı... emeğinize sağlık ayrıca yorumları cevaplamada gösterdiğiniz üslup da çok pozitif..
ahmet

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails