Birinciysen birincisindir , ikinciysen hiçbir şey...

26 Mayıs 2010 Çarşamba

ÖZLENEN MÜCADELE KENDİNİ GÖSTERDİ EN SONUNDA


 Serinin ilk iki maçında mücadele anlamında yaşanılan hayal kırıklığından sonra, ben dahil herkesin 3. maçtan beklentileri artmıştı. Özellikle geçen yılki final serisine göre ilk iki maçın mücadele açısından vasat bile sayılamayacağından gözler 3. maça çevrilmişti. Özellikle karşılaşmanın ikinci yarısı bizi kalite olarak olmasa da mücadele anlamında doyurdu.     

 Fenerbahçe cephesinde ilk maçta çok iyi uygulanan taktik disipline geri dönüş çabası olacağı muhakkaktı. Çünkü ikinci maçta oyun disiplininden kopan Fenerbahçe maçta neredeyse 30 üçlük atışı kullanmıştı. Oysaki pota altını Kasun varken etkili kullanan Fenerbahçe ikinci maçta Kasunsuz Efes’e karşı pota altını kullanmamıştı. Efes cephesinde ise ikinci maçtaki etkili oyunu gölgeleyen bir haber geldi. Bana Efes Pilsen’in en değerli oyuncusu olan Thornton’un sakatlık haberiyle sarsılmıştı. Thornton’un sezonu kapatması ibreyi Fenerbahçe Ülker’e döndürdü. Maç öncesi takımların durumu kısacası böyleydi.

 Fenerbahçe’nin kendi sahasında oynamanın avantajı, bu sezon maçlara pek gelmeyen seyircinin tribünde yer almasıyla perçinleşti. Fenerbahçe seyirci desteğiyle maça çok coşkun bir şekilde başlayıp ivmeyi kendi lehine hemen çeviriverdi. İyi yapılan savunmanın ardından peş peşe sayılar bulan Fenerbahçe 9–0 öne geçti. efesli oyuncuların Thornton’un yokluğundan fazlasıyla etkilendikleri maçın başında kendilerini maça verememelerinden belli oluyordu. Bu dağınık vaziyetten çıkmayı takımın en tecrübeli oyuncusu olan Smith ile başardı Efes ve skoru 15–10 getirdi. Bu dakikadan sonra beklentilerin ötesinde çok iyi oynayan Vidmar’ın etkili oyunuyla Fenerbahçe 27–12 lik skoru yakaladı. Son hücumu kullanan Efes’te Ender tam topu kaptıracakken Emir topu elinde tutamayınca bu Fenerbahçe için çok kötü sonuçlandı. Çünkü Ender bu pozisyonu 3 sayı ile tamamladı ve ilk periyot 27–15 sonuçlandı. Böylesi sayılar emin olun savunma yapan takımın canını çok yakar. Zaten maç boyunca böyle en az 4–5 top oldu. Maça dağınık başlayan Efes içinde uyanışın işareti oldu bu sayı.

İkinci periyot yine Fenerbahçe’nin etkili savunmasıyla başladı. Farkı emir ve Oğuz’un etkili oyunlarıyla farkı 16 sayılık farkı yakaladı. Bu etkili savunmanın biraz dozajını artırınca gereksiz fauller geldi. Erken dolan faul hakkı ile Efes her içeri girdiği pozisyonda serbest atış şansını yakaladı. Zaten savunmada sertleşen Efes Kerem’in bulduğu peş peşe bulduğu iki üçlük ile skora ortak oldu. İlk yarıyı makul sayılabilecek bir fark olan 11 sayıyla geride kapattı.

İkinci yarıya sertleşen savunmasının yanı sıra ekstra şutları sokmaya başlayan Efes skoru 43–43 e getirdi. Ömer Onan’ın olmadığı dakikalarda coşan Rako, Kerem ve genç delikanlı Smith ile Efes bu geri dönüşü sağladı. Bu dakikadan sonra karşılıklı basketler gelmeye başladı. Fenerbahçe’yi oyunda tutan oyuncular Vidmar ve Kinsey oldu. periyotun sonlarına ilk kez üstün giren Efes 3. periyotu 55-53 ile önde girdi.

Son periyota Fenerbahçe etkili başladı. Peş peşe bulduğu sayılarla 8–2 bir seri yakalayan Fenerbahçe 61–57 öne geçti. Fakat oyun disiplininden kopmayan Efes’te Thornton’un yokluğunda esas adam olan Smith’in katkılarıyla 70–69 Efes Pilsen’in üstünlüğüyle son 1 dakikaya girildi. Maçın son dakikasına kadar Fenerbahçe’nin en etkisiz iki oyuncusundan biri olan Ukic içeri drive ederek kazandığı serbest atıştan birini sayıya çevirdi ve skor 70–70 e geldi. Efes’in yaptığı top kaybı sonrası yine içeri drive eden Ukic Fenerbahçe’yi 72–70 öne geçirdi. Mola sonrası son hücumu kullanan Ender’e Mirsad’ın yaptığı blok ile Fenerbahçe galibiyete uzandı.

              GÖZÜME ÇARPANLAR
1-Bu ili takım arasında yapılan maçlarda maç içindeki farklar genelde pek bir şey ifade etmiyor. Kim öne geçerse geçsin diğer takım bir şekilde yakalıyor. Bu anlamda Fenerbahçe’nin maçın başında yakaladığı fark Efes’i adeta uyandırdı. Eğer bu fark maçın ortalarında gelseydi bu kadar kolay bir geri dönüş olamazdı.
2-Bu maç sonrasında Fenerbahçe antrenörü Ertuğrul Erdoğan’ın dediği gibi maçları tek tek değerlendirmek gerekiyor. Bir önceki maçın kahramanı bir sonraki maçın sönük ismi olabiliyor. Mesela Kaya, Ender, Nachbar ve Ermal ikinci maçın kahramanıyken bu maçta sahada takımlarına zararları dokundu yaradan çok. Aynı şekilde ilk maçın adamı olan Ukic ikinci maçta çok kötü oynadı. Ukic demişken ciddi anlamda Sinan ve Smith’in savunmalarında zorlandı. Zaten maç içinde Ukic’i savunmayan gard kalmadı Efes’te Kerem, Ender, Sinan ve Smith savundular dönem dönem bu da Ukic’i yıprattı.
3-Efes’te Thornton büyük kayıp. Bu anlamda uzayacak seride Thorton’un eksikliğini çok hissedecekler. Kasun’un rahatsızlığı sebebiyle pota altında eksik kalan Efes’te diğer uzunların ekstar oynaması gerekecek. İhtiyar delikanlı Smith ise kendisine hayran bırakıyor. Dikkat ettim zorluk seviyesi zor olan şutlarda başarı oranı çok yüksek. Onun bu hali bana Kobe’yi hatırlatıyor.
4-Vidmar hiç kuşkusuz beklentilerin çok üstünde oynayan oyuncu. Özellikle Efes’in geriden gelip öne geçtiği dakikalarda Fenerbahçe’yi oyunda tutan oyuncu. Zaten seri öncesi Kasun’un arkasında durabilecek tek oyuncu olarak görüyordum fiziki gücünden dolayı. Yalnız dikkat ettim bu üçüncü maç oldu. Coach Ertuğrul Vidmar iyi oynasın-kötü oynasın fark etmeksizin son dakikalara kesinlikle Vidmar ile girmiyor. Bu durum bana Vidmar’a en kritik dakikalarda güvenmediğini ortaya koyuyor. Takımın vitesi emin olun Kinsey. Bir yabancı oyuncu olmasına rağmen kendini o kadar motive etmiş ki resmen gözlerinden ateş çıkıyor. Emir ise hala çok şey yapmak isteme arzusunun etkisinde pek başarılı olamadı geride kalan 3 maçta. Maçın en kritik anlarında kaçırdığı serbest atışları mumla arayacağımızdan çok korktum.
5-Perşembe akşamı bana kalırsa serinin en önemli maçına çıkıyor her iki takım. Eğer Fenerbahçe galip gelirse eksik ve sakat oyuncuların olduğu Efes’te morallerin çok bozulacağına inanıyorum. Bu maçta pota altından oynamaya devam etmeli Fenerbahçe fakat Salı gününe kıyasla çok daha sert bir Efes göreceğiz pota altında.

Redvidigal

8 yorum:

Adsız dedi ki...

Sevgili Redvidigal şehir dışında olduğum için maçı izleyemedim. Fakat sizler sayesinde az çok gidişhat hakkında bilgi sahibi oldum.Bu maçı almamıza çok sevindim fakat Ufuk beyin yazısıyla bu sevincim kursağımda kaldı.Bende herkes gibi iki yıldızın en heyecanlı kısım maçı beklentisi içindeydim perde arkası bu derece karanlıksa vay ki ne vay hemde yazık ister istemez insanın kafasında bir soru işareti kalıyor abi biz bu maçı bileğimizin hakkıyla almadık mı yoksa?Bu konu hakkındaki fikirleriniz benim için çok önemli konu hakkında siz ne düşünüyorsunuz acaba?Yazınızı okudum gayet güzel herzamanki o çok sevdiğim fikirlerinizle analiz etmişsiniz ama durum görünenin aksine bir rotada mı seyir halinde?...Seyhan

Redvidigal dedi ki...

Sevgili Seyhan düşünceleri için tekrardan teşekkürler.Şimdi madde madde sıralayayım düşüncelerimi:)
1-Ufuk'un sitemi aslında basketbol maçı izlemeye gelen futbol seyicisine.Bu durum basketbolun seyir zevkini mahvediyor maalesef.bunun örneklerini derbi maçlarda,Telekom maçına gelen Ankaragücü taraflarınca çokca yaşıyoruz.
2-Ufuk oldu bitti Mirsad'tan nefret eder bu nefreti bakidir.Eğer Efes'e transferi olsaydı geçen yıl emin ol Ufuk'un hayatında Efes yoktu.Fakat Mirsad'ın provakasyonlarını dışında sahadaki katkılarını çok iyi bilir.Hatta Abdi ipekçi denince Mirda-Mırsıc-Ömer Onan'dan çok çekinir.
3-Maçı Ufuk yerinde izledi.Bense tv karşısında.Hakemlerle ilgili konuşmayı hiç sevmem ki sadece spor konuşalım diye(yazılarımda hakem konusuna girmemeye gayret ederim)benim gördüğüm Ömer Onan'a teknik faulun verileceğiydi.Hakem es geçti.onun dışında kararlar her iki taraf için eşit uzaklıktaydı.Hakemlerin her iki taraf için de yanlış kararları oldu. Bence galibiyeti gölgeleyecek bir durum yoktu.Keşke sen de bu maçı izleyebilseydin Seyhan çünkü bu maç bu serinin adına yakışacak şekilde oynandı.

Ufuk Çağdaş Erdem dedi ki...

Tam üstüste gelmiş yorumlar :)) Yazılar arası paslaşma olmuş ama sanırım olay açıklığa kavuşmuştur...

Adsız dedi ki...

Redvidigal açıklaman için çok teşekkür ederim.En azından taşlar yerine oturdu.Aslında size oranla Ufuk beyin üslubu daha sert ve fikirleri tıpkı 4 yola çıkan bir kavşak gibi.Demeye çalıştığı şey üzerinden farklı konular bir anda boyverebiliyor.Arada anlamakta zorluk çekiyoruz ki o noktalarada kendisi sonradan açıklık getiriyor sağolsun.Zaten onu tüm bu özellikleriyle seviyoruz farklı görüş açısına sahip konuya hakim biri.Bu tip konular üzerine sizin yazılarınızı daha çok beğendiğimi söylememe gerek yok sanırım yanlış anlaşılmasın bu sadece tercih meselesi.Fakat konu boks olunca bu derece donanımlı bir yazara sahip oluşumuz çok gurur verici...Seyhan

Redvidigal dedi ki...

Üniversitede ev arkadaşıyken Ufuk sayesinde boksla tanışmıştım:)Onun efsane boks arşivini izleyerek boks alemine girmiştim Seyhan:)

Alper dedi ki...

Adslin yeni yeni ortaya çıktığı vakitlerde, 256 k bağlantımızla 20 kb/sn ile Ufuk için internetten ilk Mike Tyson belgeselini indirdiğimi daha dün gibi hatırlıyorum :)

Ufuk Çağdaş Erdem dedi ki...

Unutulur mu hiç:)) Şimdiki bağlantım olsaydı daha o zamandan dünyaları indirmiştim ama neyseki sonradan acayip güzel bir arşiv yaptım..Boks-Basketbol ve Futbol adına yok yok denebilecek bir arşiv..Bu arşivi sitedeki dostlarımızla paylaşmak gibi fikirlerimiz var artık bakalım..

Adsız dedi ki...

Ama telife dikkat tosunum :)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails