Birinciysen birincisindir , ikinciysen hiçbir şey...

3 Mayıs 2010 Pazartesi

KOBE YİNE DAMGASINI VURDU




 Her Pazar akşamı olduğu gibi klasikleşmiş olan beyaz formasıyla çıkmıştı Lakers. Rakibi Utah ise Memo ve Kirilenko’nun yokluğunda, playofflarda son iki yıldır elendiği, galibiyet alamadığı Staples Center’a konuk olmuştu serinin ilk maçında. Karşılaşma öncesi eksik Utah’a karşı kesin favori Lakers idi. Bunu doğrularcasına inanılmaz bir şut yüzdesiyle başladılar karşılaşmaya. Sezonun sonlarında ve 1. turun bazı maçlarında kötü oynayan Kobe bu iyi başlangıcın baş aktörüydü. Birbirinden zor pozisyonlarda attığı sayılarla 30–23 önde kapadı ilk periyodu. Özellikle Memo’nun olmayışını çok iyi değerlendiren Gasol bu fırsatı maçın her anında değerlendireceğini Kobe’ye eşlik ettiği ilk periyotta belli etti. Aslında Lakers bu kadar yüzdeli attığı ilk periyotta, yaptığı top kayıpları ve Deron Williams’ı durduramamasından dolayı ilk periyot 7 sayı farkla bitti.

 2. periyot tıpkı ilk periyot gibi devam etti. Lakers çok iyi oynadığı 2. periyotta da bir türlü bitirici darbeyi vuramadı. Bunda benim çok beğendiğim Paul Millsap’in kenardan gelip Utah’a kattığı enerjiden bahsetmemek olmaz. Takımını ateşleyen Milsap farkın daha da açılmasını engelledi. Bu periyotta Boozer’ın orta mesafe şutlarında da çok başarılı olduğunu söylemek lazım. Karşısında ki Gasol’un uzun kollarından ancak böyle kaçabilirdi.2. periyot Lakers’ın 9 sayılık üstünlüğü ile sona erdi.

 İkinci yarıda karşılıklı sayılarla devam ederken Nba’in en iyi savunmacılarından olan Artest ile Deron Williams’ın eşleşmesini izlemek gayet keyifliydi. Bu eşleşmede Williams resmen Artest’ı hızıyla ezdi geçti. Lakers yine Kobe-Gasol ikilisiyle sayılar bulurken, Utah ciddiyetten taviz vermeyen oyunu ile Lakers’a biz bu maçı bırakmayız mesajını veriyordu. Üçüncü periyot 81–73 Lakers üstünlüğü ile geçildi.


 Maçın son periyodu resmen Lakers’ın en büyük sorunu olan kısır bench katkısını(katkısızlığını) yeniden ortaya çıkaran bir şekilde cereyan etti. Gasol-Kobe ikilisi maçın sonlarına saklamak isteyen Phil Jackson yedek oyuncularla 4. periyota başladı. Buna karşılık Sloan da Williams-Boozer ikilisini maçın sonlarına saklamak istedi. Tam bu noktadan itibaren Utah’ın  benchi amiyane tabirle Lakers benchini tepeledi. Farkı hızla kapatan Utah’ta bunu yaparken Miles,Price  ,Matthews ve Millsap hem hucümda hem savunma ön plana çıktılar ve 12-1 gibi bir seri yakalayarak öne geçirdiler Utah’ı.Bunun üzerine Kobe-Gasol ikilisi Lakers’ta,Boozer-Williams ikilisi tekrardan oyuna girdiler.Her zaman olduğu gibi takım ne zaman sıkıntıya girse ve maçın son anları yaklaşmışsa Kobe devreye girdi ve Gasol’la beraber maçı aldı.Özellikle attığı zor şutlar,Gasol’a verdiği muazzam asist ile el yakan anların bir numarası olduğunu tekrardan hatırlattı.maç boyunca iyi oynayan Gasol yine savunma ve hücumda çok iyi oynadı maçın sonlarında.Maç boyunca kötü oynayan Odom ise iki takip sayısı bularak Kobe-Gasol ikilisine katkıda bulundu.Lakers serinin ilk maçını 104-99 kazandı.


Lakers’da Kobe maçı 31 sayıyı 19–12 gibi çok iyi bir yüzdeyle karşılaşmayı tamamladı. Lakers’ın diğer Allstar oyuncusu Gasol ise 25 sayı 12 ribaund ve 5 blokla pota altını kararttı. Utah’ta ise Deron Williams 24 sayı 8 asist, Boozer ise 18 sayı 12 ribaund ile karşılaşmayı tamamladı. Utah’ın açık ara en yararlı oyuncusu olan Paul Millsap ise 16 sayı 9 ribaund ile oynadı.


                                  GÖZÜME ÇARPANLAR

 Açıkçası Artest hücumda alenen dökülüyor. Şutları şut olmaktan çıkmış tuğlaya dönüşmüş bir şekilde. Ariza’nın o patlayıcı gücünün eksikliğini defalarca vurguladım ve vurgulayacağım. Zaten savunmada Williams’ı savunamadı fakat maç sonrası Williams’ın maç yaptığı açıklamalar Artest’ı sinirlendirmiştir. Bu ikilinin eşleşmesi çok keyifli olacak. Bu karşılaşmada oynamayan Kirilenko’nun ikinci karşılaşmada oynama şansı 50/50.Eğer oynar ve Kobe’yi savunursa Utah’ın savunma direncini arttırır. Yoksa Utah’ın bu seride şansı çok az. Bu arada dikkat ettim de Bynum’dan hiç bahsetmemişim. Açıkçası bahsedilecek bir oyun da oynamadı. Zaten sakatlığı performansını çok etkiliyor. Hatta bu karşılaşmada oynaması bile beklenmiyordu. Bu koşullarda oyun konsantrasyonu çok düşük olan Bynum’dan da iyi bir performans beklenmezdi. Karşılaşmada Memo’nun yerine oynayan Ukraynalı Fesenko niye oynamaması gerektiğini tekrardan gösterdi. Devasa fiziğine rağmen potadan öcü gibi korkan Fesenko Utah’ın en zayıf halkası konumunda.

 Phil Jackson’ın yönetimindeki takımlar bugüne kadar playofflarda serinin ilk maçını kazandıkları hiçbir eşleşmede seriyi vermediler. Dile kolay tam 45 eşleşme böyle sonuçlanmış. Bakalım Utah bu seriye son veren ilk takım olabilecek mi?

 Utah’ın bu seride şansının olması için deplasmanda bir maçı çalmalı yoksa şansı çok az. Lakers tam manasıyla konsantre olduğu sürece bu seri 4–2 veya 4–1 biter.

Redvidigal

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails