Teknik direktörlük için ismi ilk anılmaya başlandığında, herkesi bir heyecan sarmıştı. Herkesin ağzından çıkan tek söz gelirse Galatsaray futbol takımında devrim olacağı şeklindeydi. Taraftarlar nasıl böyle düşünmesin ki, ismi geçen adam herkesin gıpta ederek izleyerek izlediği Barca’nın kıvılcımını yakan, Barca ile Avrupa’nın en büyüğü olmuş bir isim Frank Rijkaard. Yok, gelmez derken, Milan’nın Leonardo ile anlaşmasından birkaç gün sonra, Milan’dan umudunu kesen Rijkaard, transfer sihirbazı Haldun Üstünel’in gayretiyle Galatasaray’ın yeni teknik direktörü olmuştu. Bu anlaşmadan sonra herkeste Frank Rijkaard’la olacak olan futbol devrimi için bu yıl hatta gelecek yıl şampiyon olmasa bile takıma sabır gösterilmeli, günü değil geleceği kurtaran bir anlayışla takımlarını desteklemeli şeklinde bir kamuoyu oluştu. Yani Rijkaard’la olacak olan futbol devrimi için ortak slogan SABIRdı. Teknik Direktörü Rijkaard olan Galatasaray’da eldeki iyi futbolcuların üstüne dünya markası olmuş isimlerden Keita ve Elano’nun katılımı, taraftarları daha da heyecanlandırmıştı. Transferde yaşanan bu pozitif gelişmelerin üzerine sezon başında alınan iyi sonuçlar ve oynanan enfes futbol beklentilerin bir anda değişmesine sebep oldu. İlk 6 haftanın puan kaybetmeden geçilmesi, üzerine UEFA Avrupa Liginde alınan skorlarla evet devrim olacak hem de kısa sürede olacak intibası oluştu. Fakat işler ters gitmeye başlayınca hep ters gider hesabıyla hiç olmadık yerlerde puanlar kaybedilmeye başlandı. Özellikle deplasmanda oynanan kötü futbol, alınan olumsuz neticeler sonunda homurdanmalar başladı. Üstüne Fenerbahçe maçından alınan mağlubiyet bardağın taşmasına neden oldu. Artık Rijkaard tartışılmaya başlandı. Eleştirilerin temelinde yatan şey ise Rijkaard takıma ne kattı, bu takımın forması antrenörsüz ligde ilk 3’e oynar şeklindeydi. Bu eleştireler yanıt en tepedeki isimden geldi. Başkan Polat, Rijkaard ne olursa olsun gelecek yıl takımın başında kalacak diyerek tepkileri tam bastırmışken Sivas deplasmanında kaybedilen iki puanla artık Rijkaard’a tepkiler doruğa çıktı.
Ligde istediği yerde olmayıp, istediği neticeleri alamayan Galatasaray taraftarların hepsinde şu soru var. Eğer Galatasaray Şampiyonlar Ligine katılamayacak olursa, Rijkaard takımın başında kalmalı mı? Açıkçası bu sorunun cevabını bende merakla bekliyorum.
Benim bu soruya cevabım, Rijkaard gelecek yıl da takımın başında kalmalı şeklinde olacak. En azından yarım kalan işlerini tamamlaması anlamında kendisine bu şans verilmeli. Sizlerde fikirlerinizi bu yazının altına yapacağınız yorumlarla ve anketimize vereceğiniz oylarla belirtebilirsiniz.
REDVIDIGAL
2 yorum:
Öncelikle gayet güzel noktalara değinen yazın için tebrikler.Bence Rijkaard'la devam edilmeli çünkü bugüne gelinmesinin sebebi Rijkaard değil yönetimdir.Rijkaard gibi bir adamdan devrim bekleniyorsa,bu devrimi gerçekleştirecek karakterde (dikkat edin kalitede demiyorum) oyuncular gereklidir.Disiplinsiz ve sorumsuz futbolcularla Rijkaard'dan birşey beklemek anlamsız.Yönetim transfer politikasını değiştirmeli.Lucas Neill dışında bu takımda kalması gereken bir yabancı yok.Rijkaard'la devam edip Lucas Neill gibi 2 tane daha tecrübeli ve disiplinli yabancı transfer edilip,altyapıyla tek potada eritilmesi lazım.O zaman Rijkaard'dan beklentiye girilebilir.
Konu başlığına bakarak demeliyim ki GS şampiyonlar ligine giremezse direk teknik direktöre tekmeyi basmak mı gerekiyor?bu hata olur.yazanla aynı fikirdeyim kalmalı hem o gitse kim gelecek?Çoğu zaman bilirizki gelen gideni aratır.Takım olarak bütünlüğün bozulmaması için ayrıca gelinen bi nokta ve beraber katedilen bir yol var.Rijkaard'la devam diyorum.
Yorum Gönder